Fare ile Mücadele
KEMİRGEN MÜCADELESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
FARELER
fare ilaçlamaFarelerin besin maddesinin çok olduğu ambar,değirmen,kümes gibi yerlerde bulundukları,iç alanlarda taban ve pervaz araları,her türlü duvar delikleri,oluklar,dış alanlarda ise çöplük kenarları,toprak yığınları ve su kanallarında barındıkları dikkate alınmalıdır.
Fare için kurulacak yem istasyonları, hedef dışı canlıların ulaşamayacağı; fare ve sıçanların hareket ve saklanma yerlerine yakın biçimde; söz konusu canlıların hızlı bir fare ilaçlamaşekilde hareket edecekleri ve kısa sürede saklanma ihtiyacı duyacakları göz önüne alınarak; gürültüsüz ve hareketsiz yerlere yerleştirilmelidir.
Yemler çevre şartlarından etkilenmeyecek şekilde kap ve kutulara konulmalı; kesinlikle insan eline bırakılmamalıdır. Bu amaç için özel imal edilmiş kapaklı ve kilitli fare ve sıçan yem istasyonları tercih edilmelidir. İstasyon kap ve kutular üzerine ' DİKKAT FARE ZEHİRİDİR ! ' gibi uyarıcı bir yazı yazılmalıdır. Kullanılacak fare zehirinin fomülasyon mücadele ortamının ve farelerin beslenme özelliklerine uygun olarak seçilmelidir. fare ilaçlama
Örneğin; kanalizasyon; rutubetli ve ıslak ortamlarda tercih edilecek formülasyon tipi mum bloklarıdır.
Yem istasyonları belli aralıklarla yerleştirilmelidir, 7-10 günde bir kontrol edilerek azalan yemler takviye edilmelidir.Hiç dokunulmamış istasyonların yerleri değiştirilmeli ve azalan yemler takviye edilmelidir.
Kemirgen mücadelesi, başlangıçta, 15 gün ara ile yapılacak olan 2 ilaçlama ve kontrol şeklindedir. Bu program sonucu ortamda var olan fareler tamamen yok edilir.
Daha sonra giriş yapacak olanların yuvalanma ve çoğalmalarını önlemek amacıyla aylık periyodlarla ilaçlama ve kontroller yapılması gerekmektedir.
Yapılacak mücadelede Almanya’dan ithal, antikoagülan etkili rodentisidlerin granür ve mum blok formları kullanılır. Bu ürünlerden 5- 10 gr yiyen kemirgenler 4-6 gün içinde çoğunlukla fare ilaçlamayuvalarında ölürler. Bağışıklık oluşmaz. Kokuşma olayına neredeyse rastlanmaz. Ürünlerin uygulaması yem istasyonları içerisinde yapılacaktır.
FARELERİN YARATTIĞI ZARARLAR
Fareler ev ve işyerlerini istila eder, eşyaya zarar verir, kemirirler yiyeceklere zarar verir, tüketir ambalajlarını bozarlar.
Fare Mücadelesi
Fareler dışkıları kılları ve taşıdıkları mikro organizmalar yiyeceklere mikrop bulaştırır.
Fare gıdaları ve gezindikleri çevreyi kirleterek resimleri ile beraber bulaşıcı hastalıkların insanlara yayılmasına sebeb olurlar. (veba, tifüs, weil, sodoko, hummalar, fare ilaçlamaparaziter hastalıklar, kuduz salmonella bakterileri ve barsak enfeksiyonları gibi bir çok hastalık)
Fare ler çiftlik hayatına zarar verirler. Süt ve yumurta üretiminde azalmaya hayvanlarda yarattıkları stres ve rahatsızlık ile ağarlık kaybına neden olurlar.
Peptospirosis, salmonella, brucellosis ve şap hastalığını yayarak büyük tehlike teşkil ederler.
Ahşap metal yerleri, boruları, elektrik kablolarını vs kemirirler. Fareler elektrik kontağı ve yangına neden olabilirler.
Isırıklara ve diğer yaralanmalara neden olurlar korkutarak insanların sağlığını da bozarlar.
Fareler sadece gemileri batırmakla kalmıyor, elektrik kablolarını da kemiriyor. Çünkü, bu hayvanların genetik kökenli diş fare ilaçlamaproblemleri var; ön dişlerindeki büyüme durmuyor. Bu nedenle fareler, ön dişlerinin büyümesini engelleyebilmek için elektirk kablolarını kemirme ihtiyacı duyuyor.
Ancak elbette ki bu hem fareler hem de çevre için büyük bir risk taşıyor. Yüksek voltajlı kabloları kemiren bir fare yangın çıkmasını neden oluyor, ancak tabii ki bu yaptığından fare ilaçlamapişman olacak kadar uzun yaşayamıyor. Farelerin dişleri hafif çelikten bile daha sert olduğundan boruları, ince metalleri ve beton blokları bile kolayca tahrip edebiliyorlar.
UZUN KUYRUKLARIYLA YÖN BULURLAR!
Çünkü fareler kısa olsa kaybolurlardı. Kuyruk farenin sadece denge sisteminde değil, aynı zamanda yön bulma duyularında da etkili bir rol oynar. Farelerin kuyrukları vücut ısılarını da düzenler ve vücut ısısı yükseldiğinde bunu düşürür. Fareler, fabrika, tekstil atölyesi, iş yeri, ev, bahçe, arazi her yerde görülebilirler.
fare ilaçlamaFARE YEM ISTASYONLARI - DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
* Fare ve sıçanların bulunduğu alanlar dikkatlice saptanmalıdır. Bu saptamada idrar ve dışkı ipucu olacaktır.
* Saptanan noktalara fare zehiri yerleştirilen yem istasyonları konulur.
* Fare yemlere kesinlikle insan eli değdirilmemelidir. Fare ve sıçanlar insan kokusu aldığında yeme karşı çekingenlik duyarak yemi yemezler.
* Yem istasyonlarının yerleştirileceği alanlar fare ve sıçanların geçiş yolu üzerindeki sessiz ve gürültüsüz alanlardır.
* Yem istasyonları belli periyotlarla kontrol edilerek azalan yemlere takviye yapılır, hiç dokunulmamış istasyonların yerleri değiştirilir.
* Fare ve sıçan mücadelesinde en etkin yöntem olup fare zehirlerinin yem istasyonları ile uygulanması esasına dayanır.
4 Ocak 2011 Salı
Fare Mücadelesi Nasıl Olur
Etiketler:
fare mücadelesi,
fareler,
fareler ile mücedele etmek
1 Ocak 2011 Cumartesi
Sıçan Mücadelesi (Fare Mücadelesi)
Fare ve sıçanlar; yapılara verdikleri zararlar, bulaştırdıkları hastalıklar ve insanların gıdasına ortak olmalarından dolayı dünya çapında önem taşıyan zararlılardandır. İnsanlar için ölümcül olabilen Weil’s hastalığı, Murin Tifüsü, Salmonella’nın yanısıra çeşitli paraziter hastalıkları da bulaştırırlar.
Sıçanların binalara verdikleri zararlar ciddi sonuçlar doğurabilir. Su ve gaz borularını, elektrik kablolarını kemirerek yangın çıkarabilirler.
Fiziksel olarak çok güçlüdürler. Açık denizde bir mil yüzebilir, suyun içinde 2 gün canlı kalabilir ve 25 mm.’den küçük deliklerden girebilirler.
Sıçanlar 9-18 aylık yaşam sürelerinde yaklaşık 7 defa gebelik geçirirler ve her seferinde 8-10 yavru dünyaya getirirler. Fareler de 9-12 aylık yaşam sürelerinde yaklaşık 8 defa gebelik geçirir ve her batında 8 yavru dünyaya getirirler. Bu kadar hızlı üreyebildiklerinden bir bölgede görüldüğünde hemen önlem almak gerekir. Bu amaçla aşağıdaki noktalar uygulanabilir:
1. Sanitasyon: Mücadelenin temelidir. Hijyen koşullarını uygulamak ve gıda kaynaklarını yok etmek fare-sıçan populasyonun çoğalmasını engeller.
2. Yalıtım: Binalar fare geçirmez hale getirilmelidir. Fareler 6 mm. Genişliğinde, sıçanlarda 25 mm. genişliğindeki deliklerden geçebilirler.
3. Kapan kurma: Diğer metodlara göre daha fazla beceri ve işçilik ister. Problem yaratan kemirgenin tespitinde ve kazara iç alana giren fare-sıçanlara karşı önlem amaçlı kullanılabilirler. Rodentisite (fare-sıçan yemi) gerek olmaması ve yakalanan fare-sıçanların atılarak ölülerinin kötü kokulara sebep olmaması yönlerinden avantajlıdır ancak tüm populasyonun tuzakla yakalanması mümkün değildir.
Kapanları duvar kenarlarına, objelerin arkasındaki karanlık yerlere ya da dışkılarının görüldüğü yerlere yerleştiriniz. Tuzaklara sıçanlar için; fıstık ezmesi, kuru meyve, çikolata ya da bir parça salam bırakılır. Fareler içinse fındık, salam, fıstık ezmesi vb.. bırakılır. İlk zamanlar yem çekingenliğinin oluşmaması için kapan kurulmaz. Kemirgenin yemi almasına izin verilir. Sonraki günlerde kapan kurularak tuzağa düşmesi sağlanır.
4. Yapışkan kağıtlar: Tuzaklara alternatiftir. Tuzaklar gibi yapışkan kağıtlarında fare-sıçanların aktif olduğu yerlerde duvar diplerine bırakılması gerekir. Tozlu alanlarda etkinlikleri azalır. Çocuk ve ev hayvanlarının ulaşabileceği yerlere bırakılmamalıdır. Yapışkan kağıtların dezavantajı yakalanan fare-sıçanların çabuk ölmemesidir.
5. Elektrikli aletler ve sesler: Fare ve sıçanlar onlara değişik gelen her türlü sesten kolayca korksa da, düzenli olarak tekrarlanan gürültülere/seslere zamanla alışırlar. İnsanların duyamadığı ultrasonic sesler objelerin arkasına ulaşamazlar yani direkttirler ve mesafe arttıkça yoğunluklarını kaybederler. Yapılan reklamların aksine ultrasonic aletler bilimsel olarak etkili bulunmamaktadırlar.
6. Rodentisitler: Kemirgenleri öldüren pestisitlere verilen isimdir. 3 çeşit rodentisit vardır:
1. Akut zehirler; sindirildikten sonra birkaç dakika ya da bir kaç saat içinde etkili olan zehirlerdir.
2. Kronik zehirler: Kanın pıhtılaşmasını engelleyerek etki gösteren zehirlerdir. Kanın pıhtılaşmasını engelleyen yemler; pelet ya da pasta şeklinde formule edilerek plastik ya da kağıt içinde paketlenirler. Böylece yemin (zehirin) taze kalması ve kolay uygulanması sağlanır. Parafin blokları şeklinde olan yemlerse daha çok kanalizasyon gibi nemli yerlerdeki uygulamalarda tercih edilirler.
3. Sub-akut zehirler: Calsiferol (Vit D) içeren zehirlerdir. Hiperkalsemiye sebep olarak kalp ve böbrek hastalıklarından ölüme sebep olurlar.
Pellet
Paste Formulasyonu
Mum Blok
Yem kutularının kullanılması, rodentisitleri hava şartlarından koruyarak, yem kullanımını çocuklar, evcil hayvanlar ya da hedef dışı canlılar için güvenli hale getirir.
Sıçanların binalara verdikleri zararlar ciddi sonuçlar doğurabilir. Su ve gaz borularını, elektrik kablolarını kemirerek yangın çıkarabilirler.
Fiziksel olarak çok güçlüdürler. Açık denizde bir mil yüzebilir, suyun içinde 2 gün canlı kalabilir ve 25 mm.’den küçük deliklerden girebilirler.
Sıçanlar 9-18 aylık yaşam sürelerinde yaklaşık 7 defa gebelik geçirirler ve her seferinde 8-10 yavru dünyaya getirirler. Fareler de 9-12 aylık yaşam sürelerinde yaklaşık 8 defa gebelik geçirir ve her batında 8 yavru dünyaya getirirler. Bu kadar hızlı üreyebildiklerinden bir bölgede görüldüğünde hemen önlem almak gerekir. Bu amaçla aşağıdaki noktalar uygulanabilir:
1. Sanitasyon: Mücadelenin temelidir. Hijyen koşullarını uygulamak ve gıda kaynaklarını yok etmek fare-sıçan populasyonun çoğalmasını engeller.
2. Yalıtım: Binalar fare geçirmez hale getirilmelidir. Fareler 6 mm. Genişliğinde, sıçanlarda 25 mm. genişliğindeki deliklerden geçebilirler.
3. Kapan kurma: Diğer metodlara göre daha fazla beceri ve işçilik ister. Problem yaratan kemirgenin tespitinde ve kazara iç alana giren fare-sıçanlara karşı önlem amaçlı kullanılabilirler. Rodentisite (fare-sıçan yemi) gerek olmaması ve yakalanan fare-sıçanların atılarak ölülerinin kötü kokulara sebep olmaması yönlerinden avantajlıdır ancak tüm populasyonun tuzakla yakalanması mümkün değildir.
Kapanları duvar kenarlarına, objelerin arkasındaki karanlık yerlere ya da dışkılarının görüldüğü yerlere yerleştiriniz. Tuzaklara sıçanlar için; fıstık ezmesi, kuru meyve, çikolata ya da bir parça salam bırakılır. Fareler içinse fındık, salam, fıstık ezmesi vb.. bırakılır. İlk zamanlar yem çekingenliğinin oluşmaması için kapan kurulmaz. Kemirgenin yemi almasına izin verilir. Sonraki günlerde kapan kurularak tuzağa düşmesi sağlanır.
4. Yapışkan kağıtlar: Tuzaklara alternatiftir. Tuzaklar gibi yapışkan kağıtlarında fare-sıçanların aktif olduğu yerlerde duvar diplerine bırakılması gerekir. Tozlu alanlarda etkinlikleri azalır. Çocuk ve ev hayvanlarının ulaşabileceği yerlere bırakılmamalıdır. Yapışkan kağıtların dezavantajı yakalanan fare-sıçanların çabuk ölmemesidir.
5. Elektrikli aletler ve sesler: Fare ve sıçanlar onlara değişik gelen her türlü sesten kolayca korksa da, düzenli olarak tekrarlanan gürültülere/seslere zamanla alışırlar. İnsanların duyamadığı ultrasonic sesler objelerin arkasına ulaşamazlar yani direkttirler ve mesafe arttıkça yoğunluklarını kaybederler. Yapılan reklamların aksine ultrasonic aletler bilimsel olarak etkili bulunmamaktadırlar.
6. Rodentisitler: Kemirgenleri öldüren pestisitlere verilen isimdir. 3 çeşit rodentisit vardır:
1. Akut zehirler; sindirildikten sonra birkaç dakika ya da bir kaç saat içinde etkili olan zehirlerdir.
2. Kronik zehirler: Kanın pıhtılaşmasını engelleyerek etki gösteren zehirlerdir. Kanın pıhtılaşmasını engelleyen yemler; pelet ya da pasta şeklinde formule edilerek plastik ya da kağıt içinde paketlenirler. Böylece yemin (zehirin) taze kalması ve kolay uygulanması sağlanır. Parafin blokları şeklinde olan yemlerse daha çok kanalizasyon gibi nemli yerlerdeki uygulamalarda tercih edilirler.
3. Sub-akut zehirler: Calsiferol (Vit D) içeren zehirlerdir. Hiperkalsemiye sebep olarak kalp ve böbrek hastalıklarından ölüme sebep olurlar.
Pellet
Paste Formulasyonu
Mum Blok
Yem kutularının kullanılması, rodentisitleri hava şartlarından koruyarak, yem kullanımını çocuklar, evcil hayvanlar ya da hedef dışı canlılar için güvenli hale getirir.
Fareler
Özellikle Gıda üretimi yapan yerlerde sorun olan fare ve sıçanlar, işyerlerinde Gıdalar üzerinde dolaşarak, Gıdaları Kirleterek,Tüketerek ve işyerlerindeki Elektrik ve elektronik cihazların kablolarını kemirerek zarar vermekte ve yangınlara sebep olmaktadır.
Fare ve sıçanlar için bilinçsiz yapılan mücadeleler genelde sonuçsuz kalmaktadır. Bunun sebebi fareler hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaktır...
Fare Mücadelesinde insanlara ve çevreye zarar vermeyecek sistemler uygulanmalıdır.
FARE SIÇAN TÜRLERİ VE BİYOLOJİSİ
FARE VE SIÇANLARIN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ
Belirgin Özellikleri
Adi Sıçan (Rattus norvegicus) Çatı Sıçanı(Rattus rattus) Ev Faresi(Mus musculus)
Ağırlık
100-500 gr.
80-300 gr.
10-21 gr.
Baş ve vücut
Burun küt ve kalın yapıda, vücut 8-25 cm boyunda
Burun silindirik ve kesik yapıda, vücut 19-25 cm boyunda
Burun silindirik ve kesik yapıda ,vücut 6-10cm. boyunda
Kuyruk
Kuyruk vücuttan kısa ve 16-21 cm boyunda.
kuyruk vucuttan uzun ve 19-25 cm. boyunda.
Kuyruk vücutla eşit veya az kısa kuyruğun her tarafı koyu renklidir
Tüyleri
sırt kahverengimsi gri,karın gri renklidir.
Sırt kahverengimsi -gri, karın beyazımsı- gri ve siyah renklidir.
Sırt kahverengimsi-gri karında gri
Yaşama Ortamları
Oyuklarda,çöplüklerde kanalizasyonlarda, iç ve dış alanlarda yaşarlar.
iyi tırmanıcı yapıda olup,sıklıkla yer üstünde, yer altında ve ağaçlarda yaşarlar.
Tırmanıcı yapıda olup, kovuklarda, ve duvar içlerinde yaşarlar.
Dünya çapında dağılmış üç türü en önemli türlerdir: Adi sıçan(Norveç sıçanı, Kahverengi Sıçan veya lağım sıçanı)(Rattus norvegicus bazen gemi sıçanı veya siyah sıçan ismi de verilen çatı sıçanı (Rattus rattus) ve ev Faresi (Mus musculus) dünyada en yaygın türlerdir. bunun yanında yerel türlerde mevcuttur.
Başlıca bulaşıcı hastalık taşıyan zararlı hayvan türlerini tanıyabilmek, zararlı mücadelesi ve kontrol metodlarının neden ve nasıl uygulanması gerektiği hakkında fikir verecektir. Bu nedenle sıçan ve farelerle ilgili belli başlı biyolojik gerçekleri bilmek gerekir. Kontrol metodlarını uygularken size kendi metodunuzu belirlemenize yardımcı olacaktır.
Sıçanlar, fareler ,tarla fareleri, sincaplar ve sekiz dişligiller (coypus) ''kemirici'' familyasına dahildirler. Bizim açıklamalarımız Yalnızca sıçan ve farelerle ilgilidir.
ADİ SIÇAN (NORVEÇ SIÇANI, KAHVERENGİ SIÇAN) (Rattus norvegicus)
Yetişkin bir adisıçanın ağırlığı 100-500 gr. arasındadır kafa ve vücut uzunluğu 170-270 mm. arasında değişir. Kafa ve vücut uzunluğundan daha kısa olan kuyruğu 165-205 mm. arasında olup, kuyruğun üst tarafı koyu, alt tarafı daha açık renktedir. Hayvanın sırt tüyleri kahverengi, karın nahiyesi ise gri renktedir. Çok ender olarak bu türün siyah veya albino(beyaz )olanına da rastlanır. Adi sıçanlar, bodurdur, büyüklükleri orta ile büyük arasındadır ve bazı tropik tiplerinin dışında az tüylü kuyruklarının uzunluğu,baş artı vücut uzunluğundan daha kısadır. Tünel açar, kolayca yüzer,dalar, içerde dışarıda, kanalizasyon ve drenaj sistemlerinde yaşar.Bina içlerinde duvar döşeme arasındaki boşluklarda, çöp veya atık yiyecek yığınlarının altında ve dışarda ekseriya su yakınında lağımların civarında,kanal dere,nehir, bataklıklar boyunca ve kanalizasyon, çöp çukurları ve liman yapıları içlerinde yaşadıkları görülür. 150-500gr. ağırlıkta ve 18-25cm baş ve vücut boyundadır. Asya'nın merkezi boyunca, Avrupa ve kuzey Amerika da olmak üzere Güney yarım küreye nazaran Kuzey yarım kürede daha çok sayıda ve geniş bir şekilde dağılmıştır.
ÇATI SIÇANI ( GEMİ SIÇANI, SİYAH SIÇAN) (Rattus rattus)
Çatı sıçanının vücut teşekkülü adi sıçandan daha küçük ve daha hafiftir. Yetişkin olanlarda ağırlık 80-300 gr arasındadır.. kafa ve vücut uzunluğu 16-21 cm. dir.Siyah sıçan veya gemi sıçanı olarak ta bilinen çatı sıçanı, orta büyüklükte, narin çevik bir hayvandır. Çevik, tırmanıcı ve kemiricidir. Ekseriya ağaçların ve üzüm kütükleri vb. üstünde yaşar. Rattus rattus, ılıman bölgelerde evler, apartman katları, dükkanlar ve büyük satış merkezleri, kümesler, ambarlar, marketler,restoranlar, ve tahıl elevatörleri dahil birçok yerde bulunurlar. Ayrıca tropik bölgelerde insanla yakın ilişki içinde birçok kent ve köyde yaşarlar. Türkiye de Karadeniz kıyısında, en fazla İstanbul ve Sinop arasında ki bölgede bulunurlar.
EV FARESİ (Mus musculus)
Ev faresi lağımlarda bulunmaz ancak şehirlerde ve çiftlik evlerinde yaygındır. Yetişkin ev faresinin ağırlığı 10-21 gr. olup, 30gr. a kadar çıkabilir. Kafa-vücut uzunluğu 60-100mm.arasında değişir. Kuyruk uzunluğu, kafa-vücut uzunluğuna eşittir ve kuyruğun her tarafı koyu renklidir. Tüylerin rengi, genelde sırtta kahverengi ve karında gridir. Ancak zaman zaman siyah ve başka renklere rastlamak mümkündür. Kulaklar vücuda oranla oldukça büyüktür.Ayakları ise oldukça küçüktür. Yavru sıçan ile ev faresi arasındaki farkı görmek zor değildir çünkü yavru sıçanların ayak ve kafaları vücutlarına oranları daha büyük, kuyrukları ise hayli kalındır. RESİM
Ev faresi, ileri doğru çıkık gözleri ve kulakları vücuda göre iri olan küçük narin bir hayvandır.Yabani cinslerinden, insanlarla oturdukları mekanlarla yakın ilişkisi olan birkaç Mus musculus cinsi türemiştir. Hem kırsal hem de kentsel çevrede gıda depolarını ve diğer binaları istila eder. Ayrıca soğuk hava depoları, Çeltik ve buğday tarlaları, çöp boşaltma alanları, tuzlu bataklıklar. ve kömür madenleri gibi çeşitli yerlerde de görülür. Saha özellikleri olarak, tırmanır, bazen tünel açar, kemirir, içeride ve dışarıda yaşar. 10-21gr ağırlıkta,baş,vücut boyu 6-10cm.dir.
KIR FARESİ (Apodemus sylvaticus)
Bulaşıcı hastalık taşıyan zararlı hayvan sayılabilecek diğer bir fare türü de uzun kuyruklu kır faresidir;Apodemus sylvaticus. Bu tür tarım alanlarında sık sık görülür, bina içersine zaman zaman girebilir.
Kemirgenlerin Taşıdığı Hastalıklar
Bugün dünyada insanın dışında sayıca en fazla ve en başarılı memeliler komensal sıçan ve farelerdir.
İstemeden de insanların yardımı olmasa bu başarıyı hiçbir zaman tadamazlardı. Komensal kemirgen nedir? Komensal kelimesi, bu hayvanların insanların sırtından yaşadıklarına, evlerini istila ettiklerine, yiyeceklerini yediklerine ,ürün ve eşyalarına zarar verdiklerine işaret eder; ayrıca bu ilişkiden hiçbir yarar sağlamayan insanlara hastalık da bulaştırabilirler.
Fareler, 200 kadar patojen organizma (virus, bakteri, mantar solucan ve artropod) taşırlar.Kemirgenlerce taşınan hastalıklar genel olarak zoonoz terimiyle adlandırılırlar. Bu terim, Bu hastalık ve enfeksiyonlara neden olan etkenlerin doğal olarak omurgalı hayvanlar ve insanlar arasında taşındığını gösterir. Kemirgenler kadar diğer memeli hayvanlar tarafından da taşınabilen bu hastalıklar oldukça fazladır ve bu bölümde sadece önemli olanlar ele alınacaktır. Bu hastalıklarda rol oynayan organizmalar arasında basiller,spiroketler,rickettsia lar, virus lar ve nematodlar bulunur.
Veba (Plaque)
İnsanları etkileyen en geniş ve korkunç epidemi Asya da ortaya çıkan ve 1337 den 1350 ye kadar Avrupa ve Ortadoğu'yu silip geçiren Kara ölüm pandemiydi. Son on yıl içinde özellikle kıtanın doğu ve güney kısımları olmak üzere Libya, Angola ve Madagaskar dahil; birçok Afrika ülkesinde veba vakaları bildirilmiştir. Özellikle ilgi çekici olan nokta bazı alanlarda, uzun sükunet devrelerinden sonra insan vebası vakalarının tekrar ortaya çıkmasıdır. Bu vakalar 10 yıllık bir aradan sonra Güney Afrika Cumhuriyeti, Uganda ve 1976/1977 den sonra hastalığın 1984 de tekrar ortaya çıktığı Libya'da görülmüştür.
Veba, insan ve kemirgenlerde görülen akut,ateşli ve öldürücü epidemik bir hastalıktır. Vebaya, Yersinia pseudotuberculosis subsp. pestis basili neden olur. Lenf bezlerinin yangısı ve şişmesine,septisemiye, peteşiyal kanamalara ve bazı vakalarda akciğerlere sekonder bir yayılma ile pnomik vebaya yol açar. veba öncelikle, kemirgen pirelerinin kemirgenleri ısırmasıyla,bunlar arasında taşınan bir enfeksiyondur. İnsan yerleşim yerlerinde yaşayan sıçan popilasyonlarında ani ölümler ortaya çıkarsa ,kemirgenlerin yuvalarında yasayan pireler,üzerinde yaşadıkları sıcak kanlı konakçıyı kaybederler. Sonuçta sıçan yuvalarını terk ederler ve evlerdeki insanları ısırmaya ve onlardan beslenmeye başlarlar. Böylece veba organizmalarını insanlara taşırlar. En önemli pire vektörleri, birkaç Xenopsylla türüdür. İnsanlar enfeksiyonu, enfekte hayvan dokularıyla doğrudan temastan da alabilirler. Pnömonik veba, doğrudan insandan insana geçer.
Kent sıçanı tarafından taşınan veba, kentlerde veya çevrelerinde enzootik kemirgen türlerinin (veba organizmalarını gizli olarak taşıyanlar) veya epizootik veba şüphesi olan olan kemirgenlerin temas ettiği her yerde potansiyel bir tehdit oluşturmaktadır.Y.Pseudotuberculosis organizmaları, pirelerle, doğada yaşayan kemirgenlerden komensal kemirgenlere kolayca geçer. Komensak kemirgenlerin enfekte olmasıyla toplumdaki hastalık riski de o oranda artar. Diğer bir Yersinia türü olan Y. enterocolitica, kemirgenler tarafından insanlara taşındığında,insanda akut hastalığa (YERSİNİOSİS) yol açabilir.
Salmonellosis
Salmonellosis, insan ve hayvanlarda Salmonella organizmalarıyla oluşan enfeksiyon için kullanılan bir terimdir ve enfeksiyoz gıda zehirlenmesi olarak bilinir. Birkaç yüz patojen serotipi bulunan Salmonella organizmaları,çeşitli evcil hayvanlar, kümes hayvanları, yabani hayvanları ve kemirgenleri enfekte ederler.
Sıçanlar ve fareler en çok S.typhimurium(=S.aertrycke)veya S.enteridis ile enfekte olurlar ve bu serotiplerin bazıları kemonsal kemirgenlerde ölüme neden olabilir.
Sıçan ve farelerin enfekte dışkı ve idrarları ile enfeksiyon insan ve hayvanlara yayılabilir. Enfeksiyon en çok gıdalardan kaynaklanır. Fırın market ve restoranlarda gıdaların hazırlandığı yüzeylerdeki kontaminasyon da önemlidir. Gıda zehirlenmesine bağlı hastalıkların taşınmasında , ev faresi muhtemelen sıçanlardan daha fazla rol oynar.
Leptospiroz
Leptospiroz veya enfeksiyoz sarılık(weil hastalığı) bütün dünyada, insan,komensal kemirgenler, sığırlar,köpekler ve domuzlarda görülen bir hastalıktır. Sıçanların taşıdığı leptozpiroz, bu kemirgenlerin böbreklerinde yaşayan ve idrarla etrafa bulaşan Leptospira icterohaemorrhagiae tarafından oluşturulur.
Sıçan tarafından taşınan Leptospirozun hastalığın klasik şekli olduğu düşünülürse de son zamanlarda sığır, domuz ve köpeklerin enfeksiyonu sıçanlardan daha fazla taşıdığı anlaşılmıştır. Enfekte hayvan doku ve idrarı ile kontamine toprak veya suyla, direkt temasta olan kişiler arasında görülen mesleki bir hastalıktır.
Sıçan Tifüsü (Pire tifüsü)
Sıçan tifüsü, dünyada birçok yerde insan ve komensal kemirgenlerde görülen riketsia enfeksiyonudur. Neden olan organizma Rickettsia typhi'dir(Bazen R.mooseri ismi de verilir.) Normalde pire gaitası ile insana geçer ve özellikle ısırılma sonrası kaşınma ile oluşur. Bir diğer bulaşma olarak da, pire gaitası ile enfekte tahıl torbalarının veya yatak takımlarının silkilmesi sırasında toz içinden solunumla alınıldığı düşünülmektedir. En önemli vektör,oriental sıçan piresi Xenopsylla cheopis'tir.
Rickettsia Çiçeği
Rickettsia çiçeği, Rickettsia akarı ile oluşan ve Allodermanyssus sanguineus (akar) tarafından bulaştırılan hafif seyirli bir hastalıktır.
Lassa humması ve kemirgenler tarafından taşınan diğer hemorajik hummalar
Lassa humması, bir-dört hafta süreli akut viral bir hastalıktır. Çok memeli sıçanların (Mastomys natalensis) burun salgıları gaita ve idrarla, virusun önde gelen taşıyıcıları olduğu gösterilmiştir. Lassa hummasına neden olan virus arenavirus gurubunda bulunur. Bolivya hemorajik humması Calomys callosus olarak bilinen farelerkle , Arjantin hemorajik humması ise kemiricilerden Calomys laucha ve C.muscilinus aracılığı ile taşınır Kore hamarojik hummasıda tarla fareleri tarafından nakledilir.
Lymphocytic choriomeningitis (Lenfositik koryomenenjit)
İnsanlara bulaşabilen bir hastalıktır. Hastalık bazen öldürücüysede hastaların çoğu birkaç hafta içinde iyileşir. Bu hastalığın rezervuarı öncelikle ev faresidir Erişkin fareler virusla enfekte olduklarında ölürler veya hastalık belirtileri görülmeden kısa bir süre sonra iyileşirler.
Kuduz
Sıçan ve fare ısırmaları, kuduza neden olsa dahi çok nadirdir. Bununla beraber her yıl incelenen 25.000 olaydan kemirgenlerden kaynaklanan 4-5 kuduz olayı bildirilmektedir. Bu nedenle her kemirgen ısırma olayının değerlendirilmesi gerekir. Kuduzun endemik olduğu yerlerde, ısıran kemirgenlerin yakalanması ,tanımlanması ve incelenmesi için elden ne gelirse yapılmalıdır. Kuduzun endemik olduğu ülkede komensal kemirgenlerin oynadıkları rol için detaylı bilgilere gereksinim vardır. Bu gibi bölgelerde labratuvar imkanları şüpheli kemirgen veya diğer türlerin incelenmesi için yeterli değilse kuduz profilaksisi her zaman doğru ve yerinde işlemdir.
Streptobasilloz
Norveç sıçanının kendini besleyen eli ısırdığı dillerde gezen bir deyiştir. Bu sıçanlar vücudun diğer bölgelerine göre el ve parmakları ısırdıkları için kelime anlamı olarak doğrudur.Sıçan ısırması yoluyla insanda hummaya yol açan , hastalık etmeni taşınabilir.Sodoku adı da verilen hastalığa yol açan Spirillum minus veya streptobacillus moniliformis basilidir.
Sıçan ısırmasının ardından görülebilecek diğer problemde tetanozdur; ısırılan kişi hemen tıbbi kontrole alınmalı ve son beş yıl içinde yapılmamışsa tetanoz aşısı uygulanmalıdır.
Trişinoz (Trichinella spiralis)
Trişinoz; insan,kemirgenler, domuz ve diğer türlerde görülen bir nematod enfeksiyonudur. Enfeksiyon etkeni, bütün dünyada sıçan ve domuzlardda bulunan Trichinella spiralis adlı bir nematoddur.Enfekte sıçanları ve gaitalarını yiyen domuzlar hastalığı alırlar. Sıçanlar, enfekte diğer sıçanları veya mezbahaların çevresinde atılmış domuz parçalarını yiyerek enfekte olurlar. Köpek,kedi ve diğer memelilerde ise enfekte sıçanların yenilmesi sonucu oluşur.
Diğer endoparazitler
Sıçanlar tarafından taşınan diğer bir paraziter enfeksiyon ise eozinofilik menenjittir. Bu hastalığa bir nematod olan Angiostrongylus cantonensis adlı bir sıçan akciğer kurdu neden olur. Sıçan bu nematod için bir rezervuardır.
Sıçan ve fareler, bazıları insanları enfekte eden çok sayıda bağırsak parazitleri için de konakçı görevi görürler. Bağırsaklarda bulunan Hymenolepsis nana ve H.dimunuta sıçanlardan insanlara taşınabilir. Bu parazitlerin yumurtalarını taşıyan sıçan ve fareler gaitaları ile gıdaları kontamine ederler. Böyle gıdalar yenildiğinde enfeksiyon oluşur.
FARE ve SIÇAN MÜCADELESİNDE BİLİNMESİ GEREKENLER
KEMİRMEK
Rodent (kemirici hayvan) kelimesi, kemirmek anlamına gelen Latince bir kelimeden türetilmiştir. Bu hayvanlar, bir çift kesici ön dişleri (insicor teeth) ile kemirme işlemini gerçekleştirirler. Bu dişlerin ön yüzleri portakal renginde kalın bir mine tabakası ile kaplı olup,uca doğru sivrilir. Çene içine iyice gömülü olan bu dişler sürekli uzarlar. Hayvan,alt ve üst çenesindeki bu dişleri birbirine sürtmek suretiyle hem bunları bileyerek sivriltmiş hem de boylarını muayyen bir ebatta muhafaza etmiş olur. Bu dişler kurşun ve aluminyum gibi yumuşak maddeleri kesebilir. Hayvan bu dişleri, ısırmak yemini tutmak, saldırmak ve kendini korumak ve hem de çukur, oyuk kazabilmek için kullanır. FARE Baş RESİM Alt ve üst çenede, kesici ön dişlerin arkasında hiç diş bulunmayan bir boşluk yer alır. Hayvan, kemirme esnasında ağzına giren, toprak ve diğer yenmez maddeleri bu boşluktan yararlanarak tükürür. Bu nedenle, kemirilmeye karşı bir önlem olarak kullanılan kimyevi ilaçlar, sıçan ve fareleri etkilemez; Çünkü bunlar bir taraftan ilaçlı maddeyi kemirirken diğer taraftan ilacı tükürebilirler. Boşluğun arkasında yer alan azı dişleri yemeği parçalamak,çiğnemek ve öğütmek için kullanılır. Bunlar sürekli uzamazlar ve zamanla aşınırlar.
KAZMAK, TIRMANMAK, ATLAMAK ve YÜZMEK
Binalarda kemirici hayvanlara karşı alınan önlemlerin etkili olabilmesi için, bu hayvanların atletik kabiliyetlerinin iyice anlaşılması gerekir.
Adi sıçanlar son derece iyi KAZICIDIRLAR, toprağa yatay uzunluğu birkaç metreyi bulan oyuklar açabilirler ancak 600mm. den fazla derinliğe inemezler. Her üç türde çok iyi TIRMANICIDIR. özellikle gemi sıçanları son derece çevik olup, boru, kiriş ve kablolar üzerinde rahatça dolaşabilirler. Binaların tepesinden diğer binaya elektrik kabloları üzerinden gidebilirler, Binaların tepesinden zemine asansör boşluğundan geçerek gidebilirler. Sıçanlar kuyruklarını denge amacıyla kullanırlar, Sıçanlar ve fareler pürüzlü duvarları dikine tırmanabilirler. Sıçanlar ayrıca duvarların arasında, kanalizasyon boruları içinde ve hatta çapı 100mm. yi geçmeyen dikey borular içinde tüneyebilirler. Gemi sıçanları en iyi ATLAYICIDIRLAR; 1 metre yüksekliğe sıçrayabilirler. Adi sıçanlar yaklaşık 600mm., ev fareleri ise 300 mm. sıçrarlar.
Sıçan ve fareler aynı zamanda çok iyi YÜZÜCÜDÜRLER. Adi sıçanlar, gemi sıçanları ve ev farelerine oranla suya daha yatkın olup, suyun altından oldukça uzun mesafe kat edebilirler. Bunlar kanalizasyon borularından geçerek binaların içine girebilirler.
DUYULAR
Beş duyu arasında, sıçan ve fare için en önemsiz olanı GÖRME DUYUSUDUR. Gözleri yalnızca hareketleri tespit edebilmekte, şekilleri oluşturabilmekte, ancak renk ayrımı yapamamaktadır. DOKUNMA duyuları çok iyi gelişmiştir. Bıyıklarını''vibrissae'' dokunma organı olarak kullanırlar. Örneğin bir oyuğun genişliğini anlamak için bıyıklarını kullanırlar. Sıçanlar ve fareler çevrelerini kolayca ezberleyebilirler bu şekilde süratle hareket ederek karanlıkta dahi kendi deliklerini bulabilirler. Hassas olan İŞİTME duyusu sayesinde tehlikeyi kolayca fark ederler. TATMA duyusu insanlardaki kadar gelişmiştir. KOKU alama duyuları daha da hassas olup hayvanın hayatındaki rolü son derece önemlidir. Bazı deliller, sıçanların eşyalar üzerinde insan kokusunu alarak bu eşyalardan kaçındıklarını göstermektedir. Ancak bu kaçınma (uzak durma) reaksiyonu çok kısa sürmektedir. Bu nedenle, kapan ve tuzaklarda insan kokusunu gizleyici önlemlerin alınması gereksizdir.
ÜREME VE YAŞAM SÜRELERİ
Sıçan ve fareler özellikle ilkbahar ve sonbaharda olmak üzere bütün yıl boyu ürerler. Dişi sıçanlar ilk yavrulamalarını yaklaşık 4 aylıkken yaparlar ve yaşamları boyunca en fazla 5 kez yavrulayabilirler. Bir seferde doğan yavru adedi 2-14 arsında değişir. Adi sıçanlarda bu ortalama 8 yavru, gemi sıçanlarında ise 7 yavrudur. Dişi fareler ilk yavrulamalarını yaklaşık 2 aylıkken yaparlar ve yaşamları boyunca en fazla 6 kez yavrularlar. Bir seferde doğan yavru adedi 2-13 arasında değişir. Ortalama 6 dır. Sıçan ve farelerdeki yüksek seviyede üreme potansiyeli, tanımlanmıyan veya kötü uygulanan kontrol işlemleri sonucu ölen farelerin süratle ramplase edilmelerini sağlar.Neticede kontrol metodları ne kadar yetersiz olursa, bu muzur ve zararlı hayvanlar o kadar çabuk eski düzeylerine ulaşacaklardır. Gıda depoları,yüksek proteinli yem üreten yem fabrikalarında döl kabiliyetleri daha fazladır.
Sıçan ve farelerin yaşam süreleri yaklaşık bir yıldır. Kafeste muhafaza edildiklerinde daha uzun yaşayabilirler. Dişiler erkek sıçan ve farelere oranla bir miktar daha uzun yaşarlar.
AKTİVİTE
Sıçan ve fareler özellikle geceleri, beslenme sırasın da faal olurlar. Ancak bu, gündüzleri faal olmadıkları anlamına gelmez.Kat ettikleri mesafe, yemek ve su bulabilmelerine bağlıdır. Koloniler halinde yaşayan sıçanlar yaşadıkları mıntıka ile yemek buldukları mıntıka arasında gidip gelirler. Bu gidip gelmeler umumiyetle üstü kapalı, örtülü yerlerden geçerek yapılır ancak zaman zaman ortalığa çıkmak zorunda da kalırlar. Binaların içinde ise duvara yakın mesafelerde, özellikle duvar diplerinden hareket ederler. Eğer yemek ve suyu çok yakın çevreden temin edebiliyorsa, sıçanlar bütün yaşamlarını tek bir binada geçirebilirler. Diğer taraftan ,yemek ve su kaynakları biterse , yeni kaynaklar bulmak için çok uzun mesafeler kat etmeleri gerekebilir. Kırsal arazilerde adi sıçanların beslenmek için her gün yaklaşık 1km. yol kat ettikleri bilinmektedir.
Genç sıçanlar, kolonilerini terk edip yeni koloniler kurmadan evvel çok uzun mesafeler kat ederler.
Sıçan kolonilerinin kütle halinde göç ettikleri zaman zaman rapor edilmekle beraber, bu raporların ne derece sıhhatli oldukları kesin bilinmemektedir.
Memleketimizde Çatı sıçanları binaların özellikle tavan aralarında ve üst katlarında yerleşirler. Damlar ve kablolar üzerinde dolaşarak bir binadan diğerine geçerler.
Yemek ve barınak olduğu sürece ,FARELER, sıçanlar gibi uzun mesafeler kat etmeyip, küçük bir alana kümelenirler. Depolarda yemek yığınları arasında bütün yaşamlarını sürdürebilirler. Bunu yapabilmelerinin nedeniyle yiyecekleri çok kuru olmadıkça, su ihtiyacı duymazlar.
YENİ BİR MADDEYE KARŞI REAKSİYON
Şüpheci olan adi sıçan karşısına çıkan her bir yeni maddeden uzaklaşma eğilimi gösterir. Bu yeni madde bir yiyecek yığını, yiyecek tuzağı veya bir kapan olabilir.''yeni maddeye karşı tepki'' zamanla ortadan kalkar. Ancak sıçanın yeni bir yiyecek yığınından rahatça beslenebilmesi için 3-5 gün, yiyecek tuzağına girme cesareti gösterebilmesi için ise 10 gün gerekebilir.
ÇATI sıçanının yeni maddeye tepkisi adi sıçanınki kadar şiddetli olmaz.
Sıçanların aksine, FARE'ler yeni maddeye tepki gösterecekleri yerde, bunu KEŞFETME eğilimi gösterirler. Bu nedenle yeni karşılaştıkları yiyecek yığınından hemen beslenmeye başlarlar, ancak ikinci gün ilk günden daha fazla yerler.
BESLENME
Yılda 33 milyon ton gıdayı tahrip ederler. Bazı ülkelerde gıda maddelerinin %16 sını tüketirler. Yedikleri gıda maddelerinin 3 katı kadarını kontamine ederler.Sıçan ve fareler umumiyetle gece yerler. Hayvansal veya bitkisel her türlü yiyeceği yerler fakat hububatı tercih ederler. Her gün bireysel olarak kendi ağırlıklarının % 10 kadar yem tüketirler.Sıçanlar ayrıca su içme ihtiyacı da duyarlar, su içmeden ancak birkaç gün dayanabilirler.
ADİ sıçanlar kapalı , örtülü yerlerde beslenirler. Tuzak veya kapan hazırlanırken bu husus göz önünde bulundurulmalıdır. Sıçanlar huzursuzluk ve şüphe hissetiklerin de, yiyeceklerini kendi yuvalarına veya kapalı bir yere taşır, orada yerler. Taşıma esnasında zehirli gıdanın bir kısmını yere düşürür veya dökerlerse, bunu yiyecek olan başka bir hayvanlar da zehirlenecektir. Bu husus, tuzak yiyeceğin kapalı bir yere konulmasını ve küçük miktarlarda olmasını gerektiren bir başka nedendir.
ÇATI SIÇANLARI daha ziyade liman bölgelerinde kümelendiklerinden bunların gıdalarını depolardaki ambalajlanmış nebat, hububat ve kuru yemişlerdir. Ancak gemi sıçanlarının yiyecek bulmak için çöp bidonlarını yağma ettikleri ve meyveye karşı zaaf duydukları bilinmektedir. Yerleştirilecek zehirli gıda tuzakları adi sıçanlarınkine oranla daha büyük miktarlarda yapılmalıdır. Çünkü çatı sıçanları yiyeceklerini adi sıçanlar gibi bir yerden bir yere sürekli taşımazlar.
Sıçanlar gibi, EV FARELERİ de esasta hububat yiyicidir Ancak, insana yakın oldukları çevrelerde hemen hemen her şey yerler. Ev faresi biraz bur da , biraz orda yemek yediği için ambalajlanmış gıda maddelerine büyük hasar verir. Farelerin böyle dağınık bir biçimde yemeleri, bunlar için hazırlanacak tuzak adedinin sıçanlara oranla daha fazla olmasını gerektirir. Bazı fareler tuzak yiyeceklerine karşı ilgilerini çok kısa sürede kaybeder; bu alışkanlıkla başa çıkabilmek için zaman zaman tuzakların yerlerini değiştirmek ve böylece bunlara ''yeni madde'' görünümü vererek farenin ilgisini çekmek gerekir.
ZEHİRE VE TUZAK YİYECEĞE KARŞI ÇEKİNGENLİK
Sıçan veya Fare, TEK DOZDA ZEHİR konmuş yiyecekten yediğinde kendini rahatsız hissederse, yediği gıda ile rahatsızlığı arasın da bir bağlantı kurarak aynı zehiri uzun bir süra, belki birkaç ay, hiç ağzına koymayacaktır. Bu reaksiyon ZEHİRE KARŞI ÇEKİNGENLİK olarak tanımlanır. Aynı şekilde gerek sıçan gerekse fare, bu gıda ile yeniden karşılaştığında, gıda zehirsiz olsa dahi, yenmekten çekinebilir. Bu reaksiyona da TUZAK YİYECEĞİNE KARŞI ÇEKİNGENLİK denir. Warfarin gibi birden fazla dozdaki zehirler, hemen tesir etmediklerinden, hayvan, rahatsızlık hissedene kadar öldürücü dozu yemiş olacaktır ve böylece zehire karşı çekingenlik söz konusu olmayacaktır.
TEMİZLENME
Sıçan ve fareler tüylerini ve ayaklarını yalamak suretiyle kendilerini temizlerler. Yalanmak suretiyle temizlenme, kemirici hayvanların kontrolunu da zehirli tozların kullanımını mümkün ve etkili kılar.
ZARARIN İNCELENMESİ
Kontrol işleminin uygun bir şekilde planlana bilmesi için, zararın TAM ANLAMIYLA İNCELENMESİ ELZEMDİR.
hangi tür kemirici mevcuttur? bu kemiriciler nerede yaşıyorlar,nereden nereye hareket ediyorlar.ve nereler de besleniyorlar?Etkili bir kontrol çalışmasına başlayabilmek için bu soruların cevaplandırılması gerekir.Bu soruların cevapları alındıktan sonra uygun kontrol önlemlerini planlayabilecek , muhtemel sorun ve tehlikeleri önceden tahmin edebilecek ve ne miktarda malzeme ve techizat gerekebileceğini hesaplayabileceksiniz.
incelemenin esas gayesi ZARARIN TAMAMININ TESPİT EDİLMESİDİR. Bu nedenle çoğu zaman bitişik mülkiyetlere de girerek inceleme yapılması gerekmektedir. Eğer buralarda da zarar tespit edilirse, kontrol uygulamasına bu mevkilerde dahil edilmelidir. Sıçanların yarattığı zararın kusurlu kanalizasyon sisteminden kaynaklandığını tahmin ediyorsanız , yakın çevredeki lağım deliklerine de zehirli tuzaklar hazırlanmalıdır. kusurlu kanalizasyonlar tamir edilmek üzere rapor edilmelidir.
Bazı hallerde zarar o kadar geniş alana yayılmıştır ki , bu alanın tamamını bir seferde kontrol altına almak mümkün olamaz. Bu durumda söz konusu alanı uygun kısımlara ayırarak bunları sırasıyla kontrol altına almak gerekir.
BİR ZARARIN İNCELENMESİNDE ARANACAK İZ VE DELİLLER
İnceleme esnasında umumiyetle fare ve sıçana rastlamak mümkün olmaz ancak bırakmış oldukları izleri göreceğimiz kesindir. Bu izler sıçan ve farelerin sık sık ziyaret ettikleri (dolaştıkları) bölgelerde kümelenmiştir.Bu nedenle izlerin daha sık görüldüğü yerlere daha fazla tuzak yiyeceği yerleştirilmelidir. Bu izlerden hareket ederek sıçan veya fare adedini kesin olarak hesaplamak mümkün değildir., ayrıca etkili bir kontrol işleminin yürütülmesi için buna gerek de yoktur.
YUVA VE DELİKLER
ADİ SIÇAN delikleri yaklaşık 80 mm. çapında olup daha ziyade açık havada (binaların dışında ), gübre yığınları içinde , siper altında , çit diplerinde ve benzer yerlerde olur. Açık havada yaşayan adi sıçanlar yuvalarını, açtıkları oyuklara kuru ot ve yaprak doldurarak yaparlar. Bina içersindeki yuvalarını ise duvar boşluklarına (oyuklarına) döşeme altına ,alçı pano boşluklarına evin içinde tedarik edebilecekleri her türlü malzemeyi kullanarak yaparlar.özellikle camelyaf ı çok kullanırlar. Gemi sıçanları binaların içinde, ahşap eşyayı kemirerek açtıkları oyuklarda yaşarlar. Bunların yuvaları , özellikle tavan aralarında yuva kurarlar, çuval bezi, kağıt pamuk artıkları gibi parçalanmış malzemeden oluşur.
Zaman zaman açık havada da yaşamasına rağmen EV FARESİ genelde bina içlerinde görülür. Tahta duvarlarda ,döşemelerde ve bölmelerde açılmış olan fare deliklerini sıçan deliklerinden ayırmak mümkündür. çünkü bunlar daha küçük ebattadırlar 20mm. çapında
YAPILAN YOL(MESAFE) VE LEKELER
Sıçan ve fareler oyuk ve yuvalarına aynı yerlerden geçerek gidip geldiklerinden kendilerine bir 'yol' oluştururlar.
ADİ SIÇANLARIN açık havada oluşturdukları yol , yumuşak toprak üzerinden veya çimenlerin arasından geçer. bu yolları ararken, bunların kapalı ve örtülü olduklarını hatırdan çıkarmamak gerekir. bina içersinde sert zemin üzerinde oluşturulan yolları fark edebilmek daha güçtür, ancak zamanla bu yolların üzerinde siyah yağlı lekeler oluşur.Sıçanların duvara tırmandıkları veya bir engeli aştıkları yerlerde, bu lekeler daha belirginleşir. Binalarda ki servis yolları , sıçanların tercih ettikleri yollardır.Duvarların üzerinde veya destek kalasları üzerinde dolaşan sıçanlar önlerine çıkan engelleri(döşeme kirişi gibi)tırmalayarak geçmek zorunda kalabilirler; ki bunu yaptıklarında engellerin altındaki dikey yüzlerde tırmık,diş şeklinde izler oluşur.
GEMİ SIÇANLARI nın gezindiği yolları tespit etmek nispeten zordur; çünkü bunlar daha ziyade borulardan , kablolardan geçerek hareket ederler. Gemi sıçanlarının tırmık, diş şeklindeki izleri kırık izler olması açısından adi sıçanlarınkinden farklıdır. EV FARELERİ nin geçiş yolları genelde pek belirgin değildir. ancak tozlu yerlerde veya parlak yüzeylerde bunlara ait iz ve lekeler görülebilir. Farelere ait tırmık, diş izleri adi sıçanlarınki gibidir. ancak daha küçüktür.
AYAK VE KUYRUK İZLERİ
Sıçan ve farelerin tozlu ve çamurlu yerlerden geçmeleri halinde, bunlara ait ayak ve kuyruk izleri görmek mümkündür. Ayak izleri çok belirgin olduğunda hayvanın ön ayağının dört parmağını görmek mümkündür. Kontrol işlemini yürürlüğe sokmadan evvel , hayvanın nerelerde dolaştığının kesin olarak belirlenmesi için baz çöküntü (basik slag) veya tebeşir tozu (french chalk) gibi" iz belirleyen tozlar kullanmak yararlı olabilir.
PİSLİKLERİ
Hayvan pisliğinin adedi, mevki ve pozisyonu ve ne süredir mevcut olduğu gibi faktörler fare ve sıçanların nerede kümelenip, nerede beslenip, nerede dolaştıkları hakkında fikir verebilir. Hayvanların pisliği taze ise parlak , nemli ve yumuşak olur.;durmuş pislik mat, sert ve kurudur.
ADİ SIÇAN pislikleri, hayvanın dolaştığı yollar üzerinde olup, 2.0mm. uzunluğundadır.ÇATI SIÇANI pislikleri 1.5 mm. uzunluğunda ve kıvrıktır. FARE pislikleri ise gayri muntazam ve çok küçük adi sıçan pisliği görünümündedir,
HASAR İŞARETLERİ
Kemirici hayvan sayısı ne kadar fazlaysa hasar da o kadar çok olacaktır.Genellikle SIÇAN HASARI 'nı FARE hasarından ayırt etmek mümkündür. Bazı hallerde diş izlerinin ebat ı hasarın hangi hayvan tarafından yapılmış olduğunu gösterir.Hasra uğramış tahılın görünümünde bu konuda yardımcı olabilir. SIÇANLAR umumiyetle yarılanmış ve küçük parçalar haline getirilmiş tahıllar bırakırlar. FARE' ler ise tahılın dış kısmını kemirerek , çok küçük parçacıklar ve ısırılmış çekirdekler bırakırlar. Fareler dışarıya herhangi bir hasar belirtisi sızdırmaksızın , çuvallar içersinde paketlenmiş gıda maddesine çok büyük hasar verebilirler.
PLAN
Hasar tespiti incelemesi yaparken, özellikle hasarın çok büyük olması halinde , hasar gören alanın basit bir planını çizerek, bu plan üzerinde hayvanın dolaştığı yerleri ve delik ve yuvalarını belirlemek faydalı olacaktır. Tuzak yemlerinin, kapanların ve iz belirleyen tozların pozisyonu ve mevkileri de bu plan üzerinde gösterilebilir.
TESPİT'TE KULLANILAN MALZEMELER
İyibir tespit, inceleme işlemi yürütülürken kullanılacak malzemelerden birisi su geçirmez lastik eldiven, eldeki kesik ve sıyrıklardan kaynaklanabilecek muhtemel enfeksiyonları önlemek açısından gereklidir, kendi korunmanız açısından. Otları temizlemek için orak ve benzeri aletler. el feneri vb.
Müdadele yöntemleri;
1.
Kimyasal Yöntemler (Zehirli yemler, fumigasyon:diğer yöntemlerin başarısızlığında baş vurulacak son yöntemdir, sadece fumigasyon operatörleri uygulamaya yetkilidir.)
2.
Fiziksel Yöntemler (Tuzaklar, koruyucu önlemler, Ultrasonik Fare kovucuları vb.)
3.
Biyolojik Yöntemler (Mücadelede diğer canlıların kullanılması)
Fare ve sıçanlar için bilinçsiz yapılan mücadeleler genelde sonuçsuz kalmaktadır. Bunun sebebi fareler hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaktır...
Fare Mücadelesinde insanlara ve çevreye zarar vermeyecek sistemler uygulanmalıdır.
FARE SIÇAN TÜRLERİ VE BİYOLOJİSİ
FARE VE SIÇANLARIN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ
Belirgin Özellikleri
Adi Sıçan (Rattus norvegicus) Çatı Sıçanı(Rattus rattus) Ev Faresi(Mus musculus)
Ağırlık
100-500 gr.
80-300 gr.
10-21 gr.
Baş ve vücut
Burun küt ve kalın yapıda, vücut 8-25 cm boyunda
Burun silindirik ve kesik yapıda, vücut 19-25 cm boyunda
Burun silindirik ve kesik yapıda ,vücut 6-10cm. boyunda
Kuyruk
Kuyruk vücuttan kısa ve 16-21 cm boyunda.
kuyruk vucuttan uzun ve 19-25 cm. boyunda.
Kuyruk vücutla eşit veya az kısa kuyruğun her tarafı koyu renklidir
Tüyleri
sırt kahverengimsi gri,karın gri renklidir.
Sırt kahverengimsi -gri, karın beyazımsı- gri ve siyah renklidir.
Sırt kahverengimsi-gri karında gri
Yaşama Ortamları
Oyuklarda,çöplüklerde kanalizasyonlarda, iç ve dış alanlarda yaşarlar.
iyi tırmanıcı yapıda olup,sıklıkla yer üstünde, yer altında ve ağaçlarda yaşarlar.
Tırmanıcı yapıda olup, kovuklarda, ve duvar içlerinde yaşarlar.
Dünya çapında dağılmış üç türü en önemli türlerdir: Adi sıçan(Norveç sıçanı, Kahverengi Sıçan veya lağım sıçanı)(Rattus norvegicus bazen gemi sıçanı veya siyah sıçan ismi de verilen çatı sıçanı (Rattus rattus) ve ev Faresi (Mus musculus) dünyada en yaygın türlerdir. bunun yanında yerel türlerde mevcuttur.
Başlıca bulaşıcı hastalık taşıyan zararlı hayvan türlerini tanıyabilmek, zararlı mücadelesi ve kontrol metodlarının neden ve nasıl uygulanması gerektiği hakkında fikir verecektir. Bu nedenle sıçan ve farelerle ilgili belli başlı biyolojik gerçekleri bilmek gerekir. Kontrol metodlarını uygularken size kendi metodunuzu belirlemenize yardımcı olacaktır.
Sıçanlar, fareler ,tarla fareleri, sincaplar ve sekiz dişligiller (coypus) ''kemirici'' familyasına dahildirler. Bizim açıklamalarımız Yalnızca sıçan ve farelerle ilgilidir.
ADİ SIÇAN (NORVEÇ SIÇANI, KAHVERENGİ SIÇAN) (Rattus norvegicus)
Yetişkin bir adisıçanın ağırlığı 100-500 gr. arasındadır kafa ve vücut uzunluğu 170-270 mm. arasında değişir. Kafa ve vücut uzunluğundan daha kısa olan kuyruğu 165-205 mm. arasında olup, kuyruğun üst tarafı koyu, alt tarafı daha açık renktedir. Hayvanın sırt tüyleri kahverengi, karın nahiyesi ise gri renktedir. Çok ender olarak bu türün siyah veya albino(beyaz )olanına da rastlanır. Adi sıçanlar, bodurdur, büyüklükleri orta ile büyük arasındadır ve bazı tropik tiplerinin dışında az tüylü kuyruklarının uzunluğu,baş artı vücut uzunluğundan daha kısadır. Tünel açar, kolayca yüzer,dalar, içerde dışarıda, kanalizasyon ve drenaj sistemlerinde yaşar.Bina içlerinde duvar döşeme arasındaki boşluklarda, çöp veya atık yiyecek yığınlarının altında ve dışarda ekseriya su yakınında lağımların civarında,kanal dere,nehir, bataklıklar boyunca ve kanalizasyon, çöp çukurları ve liman yapıları içlerinde yaşadıkları görülür. 150-500gr. ağırlıkta ve 18-25cm baş ve vücut boyundadır. Asya'nın merkezi boyunca, Avrupa ve kuzey Amerika da olmak üzere Güney yarım küreye nazaran Kuzey yarım kürede daha çok sayıda ve geniş bir şekilde dağılmıştır.
ÇATI SIÇANI ( GEMİ SIÇANI, SİYAH SIÇAN) (Rattus rattus)
Çatı sıçanının vücut teşekkülü adi sıçandan daha küçük ve daha hafiftir. Yetişkin olanlarda ağırlık 80-300 gr arasındadır.. kafa ve vücut uzunluğu 16-21 cm. dir.Siyah sıçan veya gemi sıçanı olarak ta bilinen çatı sıçanı, orta büyüklükte, narin çevik bir hayvandır. Çevik, tırmanıcı ve kemiricidir. Ekseriya ağaçların ve üzüm kütükleri vb. üstünde yaşar. Rattus rattus, ılıman bölgelerde evler, apartman katları, dükkanlar ve büyük satış merkezleri, kümesler, ambarlar, marketler,restoranlar, ve tahıl elevatörleri dahil birçok yerde bulunurlar. Ayrıca tropik bölgelerde insanla yakın ilişki içinde birçok kent ve köyde yaşarlar. Türkiye de Karadeniz kıyısında, en fazla İstanbul ve Sinop arasında ki bölgede bulunurlar.
EV FARESİ (Mus musculus)
Ev faresi lağımlarda bulunmaz ancak şehirlerde ve çiftlik evlerinde yaygındır. Yetişkin ev faresinin ağırlığı 10-21 gr. olup, 30gr. a kadar çıkabilir. Kafa-vücut uzunluğu 60-100mm.arasında değişir. Kuyruk uzunluğu, kafa-vücut uzunluğuna eşittir ve kuyruğun her tarafı koyu renklidir. Tüylerin rengi, genelde sırtta kahverengi ve karında gridir. Ancak zaman zaman siyah ve başka renklere rastlamak mümkündür. Kulaklar vücuda oranla oldukça büyüktür.Ayakları ise oldukça küçüktür. Yavru sıçan ile ev faresi arasındaki farkı görmek zor değildir çünkü yavru sıçanların ayak ve kafaları vücutlarına oranları daha büyük, kuyrukları ise hayli kalındır. RESİM
Ev faresi, ileri doğru çıkık gözleri ve kulakları vücuda göre iri olan küçük narin bir hayvandır.Yabani cinslerinden, insanlarla oturdukları mekanlarla yakın ilişkisi olan birkaç Mus musculus cinsi türemiştir. Hem kırsal hem de kentsel çevrede gıda depolarını ve diğer binaları istila eder. Ayrıca soğuk hava depoları, Çeltik ve buğday tarlaları, çöp boşaltma alanları, tuzlu bataklıklar. ve kömür madenleri gibi çeşitli yerlerde de görülür. Saha özellikleri olarak, tırmanır, bazen tünel açar, kemirir, içeride ve dışarıda yaşar. 10-21gr ağırlıkta,baş,vücut boyu 6-10cm.dir.
KIR FARESİ (Apodemus sylvaticus)
Bulaşıcı hastalık taşıyan zararlı hayvan sayılabilecek diğer bir fare türü de uzun kuyruklu kır faresidir;Apodemus sylvaticus. Bu tür tarım alanlarında sık sık görülür, bina içersine zaman zaman girebilir.
Kemirgenlerin Taşıdığı Hastalıklar
Bugün dünyada insanın dışında sayıca en fazla ve en başarılı memeliler komensal sıçan ve farelerdir.
İstemeden de insanların yardımı olmasa bu başarıyı hiçbir zaman tadamazlardı. Komensal kemirgen nedir? Komensal kelimesi, bu hayvanların insanların sırtından yaşadıklarına, evlerini istila ettiklerine, yiyeceklerini yediklerine ,ürün ve eşyalarına zarar verdiklerine işaret eder; ayrıca bu ilişkiden hiçbir yarar sağlamayan insanlara hastalık da bulaştırabilirler.
Fareler, 200 kadar patojen organizma (virus, bakteri, mantar solucan ve artropod) taşırlar.Kemirgenlerce taşınan hastalıklar genel olarak zoonoz terimiyle adlandırılırlar. Bu terim, Bu hastalık ve enfeksiyonlara neden olan etkenlerin doğal olarak omurgalı hayvanlar ve insanlar arasında taşındığını gösterir. Kemirgenler kadar diğer memeli hayvanlar tarafından da taşınabilen bu hastalıklar oldukça fazladır ve bu bölümde sadece önemli olanlar ele alınacaktır. Bu hastalıklarda rol oynayan organizmalar arasında basiller,spiroketler,rickettsia lar, virus lar ve nematodlar bulunur.
Veba (Plaque)
İnsanları etkileyen en geniş ve korkunç epidemi Asya da ortaya çıkan ve 1337 den 1350 ye kadar Avrupa ve Ortadoğu'yu silip geçiren Kara ölüm pandemiydi. Son on yıl içinde özellikle kıtanın doğu ve güney kısımları olmak üzere Libya, Angola ve Madagaskar dahil; birçok Afrika ülkesinde veba vakaları bildirilmiştir. Özellikle ilgi çekici olan nokta bazı alanlarda, uzun sükunet devrelerinden sonra insan vebası vakalarının tekrar ortaya çıkmasıdır. Bu vakalar 10 yıllık bir aradan sonra Güney Afrika Cumhuriyeti, Uganda ve 1976/1977 den sonra hastalığın 1984 de tekrar ortaya çıktığı Libya'da görülmüştür.
Veba, insan ve kemirgenlerde görülen akut,ateşli ve öldürücü epidemik bir hastalıktır. Vebaya, Yersinia pseudotuberculosis subsp. pestis basili neden olur. Lenf bezlerinin yangısı ve şişmesine,septisemiye, peteşiyal kanamalara ve bazı vakalarda akciğerlere sekonder bir yayılma ile pnomik vebaya yol açar. veba öncelikle, kemirgen pirelerinin kemirgenleri ısırmasıyla,bunlar arasında taşınan bir enfeksiyondur. İnsan yerleşim yerlerinde yaşayan sıçan popilasyonlarında ani ölümler ortaya çıkarsa ,kemirgenlerin yuvalarında yasayan pireler,üzerinde yaşadıkları sıcak kanlı konakçıyı kaybederler. Sonuçta sıçan yuvalarını terk ederler ve evlerdeki insanları ısırmaya ve onlardan beslenmeye başlarlar. Böylece veba organizmalarını insanlara taşırlar. En önemli pire vektörleri, birkaç Xenopsylla türüdür. İnsanlar enfeksiyonu, enfekte hayvan dokularıyla doğrudan temastan da alabilirler. Pnömonik veba, doğrudan insandan insana geçer.
Kent sıçanı tarafından taşınan veba, kentlerde veya çevrelerinde enzootik kemirgen türlerinin (veba organizmalarını gizli olarak taşıyanlar) veya epizootik veba şüphesi olan olan kemirgenlerin temas ettiği her yerde potansiyel bir tehdit oluşturmaktadır.Y.Pseudotuberculosis organizmaları, pirelerle, doğada yaşayan kemirgenlerden komensal kemirgenlere kolayca geçer. Komensak kemirgenlerin enfekte olmasıyla toplumdaki hastalık riski de o oranda artar. Diğer bir Yersinia türü olan Y. enterocolitica, kemirgenler tarafından insanlara taşındığında,insanda akut hastalığa (YERSİNİOSİS) yol açabilir.
Salmonellosis
Salmonellosis, insan ve hayvanlarda Salmonella organizmalarıyla oluşan enfeksiyon için kullanılan bir terimdir ve enfeksiyoz gıda zehirlenmesi olarak bilinir. Birkaç yüz patojen serotipi bulunan Salmonella organizmaları,çeşitli evcil hayvanlar, kümes hayvanları, yabani hayvanları ve kemirgenleri enfekte ederler.
Sıçanlar ve fareler en çok S.typhimurium(=S.aertrycke)veya S.enteridis ile enfekte olurlar ve bu serotiplerin bazıları kemonsal kemirgenlerde ölüme neden olabilir.
Sıçan ve farelerin enfekte dışkı ve idrarları ile enfeksiyon insan ve hayvanlara yayılabilir. Enfeksiyon en çok gıdalardan kaynaklanır. Fırın market ve restoranlarda gıdaların hazırlandığı yüzeylerdeki kontaminasyon da önemlidir. Gıda zehirlenmesine bağlı hastalıkların taşınmasında , ev faresi muhtemelen sıçanlardan daha fazla rol oynar.
Leptospiroz
Leptospiroz veya enfeksiyoz sarılık(weil hastalığı) bütün dünyada, insan,komensal kemirgenler, sığırlar,köpekler ve domuzlarda görülen bir hastalıktır. Sıçanların taşıdığı leptozpiroz, bu kemirgenlerin böbreklerinde yaşayan ve idrarla etrafa bulaşan Leptospira icterohaemorrhagiae tarafından oluşturulur.
Sıçan tarafından taşınan Leptospirozun hastalığın klasik şekli olduğu düşünülürse de son zamanlarda sığır, domuz ve köpeklerin enfeksiyonu sıçanlardan daha fazla taşıdığı anlaşılmıştır. Enfekte hayvan doku ve idrarı ile kontamine toprak veya suyla, direkt temasta olan kişiler arasında görülen mesleki bir hastalıktır.
Sıçan Tifüsü (Pire tifüsü)
Sıçan tifüsü, dünyada birçok yerde insan ve komensal kemirgenlerde görülen riketsia enfeksiyonudur. Neden olan organizma Rickettsia typhi'dir(Bazen R.mooseri ismi de verilir.) Normalde pire gaitası ile insana geçer ve özellikle ısırılma sonrası kaşınma ile oluşur. Bir diğer bulaşma olarak da, pire gaitası ile enfekte tahıl torbalarının veya yatak takımlarının silkilmesi sırasında toz içinden solunumla alınıldığı düşünülmektedir. En önemli vektör,oriental sıçan piresi Xenopsylla cheopis'tir.
Rickettsia Çiçeği
Rickettsia çiçeği, Rickettsia akarı ile oluşan ve Allodermanyssus sanguineus (akar) tarafından bulaştırılan hafif seyirli bir hastalıktır.
Lassa humması ve kemirgenler tarafından taşınan diğer hemorajik hummalar
Lassa humması, bir-dört hafta süreli akut viral bir hastalıktır. Çok memeli sıçanların (Mastomys natalensis) burun salgıları gaita ve idrarla, virusun önde gelen taşıyıcıları olduğu gösterilmiştir. Lassa hummasına neden olan virus arenavirus gurubunda bulunur. Bolivya hemorajik humması Calomys callosus olarak bilinen farelerkle , Arjantin hemorajik humması ise kemiricilerden Calomys laucha ve C.muscilinus aracılığı ile taşınır Kore hamarojik hummasıda tarla fareleri tarafından nakledilir.
Lymphocytic choriomeningitis (Lenfositik koryomenenjit)
İnsanlara bulaşabilen bir hastalıktır. Hastalık bazen öldürücüysede hastaların çoğu birkaç hafta içinde iyileşir. Bu hastalığın rezervuarı öncelikle ev faresidir Erişkin fareler virusla enfekte olduklarında ölürler veya hastalık belirtileri görülmeden kısa bir süre sonra iyileşirler.
Kuduz
Sıçan ve fare ısırmaları, kuduza neden olsa dahi çok nadirdir. Bununla beraber her yıl incelenen 25.000 olaydan kemirgenlerden kaynaklanan 4-5 kuduz olayı bildirilmektedir. Bu nedenle her kemirgen ısırma olayının değerlendirilmesi gerekir. Kuduzun endemik olduğu yerlerde, ısıran kemirgenlerin yakalanması ,tanımlanması ve incelenmesi için elden ne gelirse yapılmalıdır. Kuduzun endemik olduğu ülkede komensal kemirgenlerin oynadıkları rol için detaylı bilgilere gereksinim vardır. Bu gibi bölgelerde labratuvar imkanları şüpheli kemirgen veya diğer türlerin incelenmesi için yeterli değilse kuduz profilaksisi her zaman doğru ve yerinde işlemdir.
Streptobasilloz
Norveç sıçanının kendini besleyen eli ısırdığı dillerde gezen bir deyiştir. Bu sıçanlar vücudun diğer bölgelerine göre el ve parmakları ısırdıkları için kelime anlamı olarak doğrudur.Sıçan ısırması yoluyla insanda hummaya yol açan , hastalık etmeni taşınabilir.Sodoku adı da verilen hastalığa yol açan Spirillum minus veya streptobacillus moniliformis basilidir.
Sıçan ısırmasının ardından görülebilecek diğer problemde tetanozdur; ısırılan kişi hemen tıbbi kontrole alınmalı ve son beş yıl içinde yapılmamışsa tetanoz aşısı uygulanmalıdır.
Trişinoz (Trichinella spiralis)
Trişinoz; insan,kemirgenler, domuz ve diğer türlerde görülen bir nematod enfeksiyonudur. Enfeksiyon etkeni, bütün dünyada sıçan ve domuzlardda bulunan Trichinella spiralis adlı bir nematoddur.Enfekte sıçanları ve gaitalarını yiyen domuzlar hastalığı alırlar. Sıçanlar, enfekte diğer sıçanları veya mezbahaların çevresinde atılmış domuz parçalarını yiyerek enfekte olurlar. Köpek,kedi ve diğer memelilerde ise enfekte sıçanların yenilmesi sonucu oluşur.
Diğer endoparazitler
Sıçanlar tarafından taşınan diğer bir paraziter enfeksiyon ise eozinofilik menenjittir. Bu hastalığa bir nematod olan Angiostrongylus cantonensis adlı bir sıçan akciğer kurdu neden olur. Sıçan bu nematod için bir rezervuardır.
Sıçan ve fareler, bazıları insanları enfekte eden çok sayıda bağırsak parazitleri için de konakçı görevi görürler. Bağırsaklarda bulunan Hymenolepsis nana ve H.dimunuta sıçanlardan insanlara taşınabilir. Bu parazitlerin yumurtalarını taşıyan sıçan ve fareler gaitaları ile gıdaları kontamine ederler. Böyle gıdalar yenildiğinde enfeksiyon oluşur.
FARE ve SIÇAN MÜCADELESİNDE BİLİNMESİ GEREKENLER
KEMİRMEK
Rodent (kemirici hayvan) kelimesi, kemirmek anlamına gelen Latince bir kelimeden türetilmiştir. Bu hayvanlar, bir çift kesici ön dişleri (insicor teeth) ile kemirme işlemini gerçekleştirirler. Bu dişlerin ön yüzleri portakal renginde kalın bir mine tabakası ile kaplı olup,uca doğru sivrilir. Çene içine iyice gömülü olan bu dişler sürekli uzarlar. Hayvan,alt ve üst çenesindeki bu dişleri birbirine sürtmek suretiyle hem bunları bileyerek sivriltmiş hem de boylarını muayyen bir ebatta muhafaza etmiş olur. Bu dişler kurşun ve aluminyum gibi yumuşak maddeleri kesebilir. Hayvan bu dişleri, ısırmak yemini tutmak, saldırmak ve kendini korumak ve hem de çukur, oyuk kazabilmek için kullanır. FARE Baş RESİM Alt ve üst çenede, kesici ön dişlerin arkasında hiç diş bulunmayan bir boşluk yer alır. Hayvan, kemirme esnasında ağzına giren, toprak ve diğer yenmez maddeleri bu boşluktan yararlanarak tükürür. Bu nedenle, kemirilmeye karşı bir önlem olarak kullanılan kimyevi ilaçlar, sıçan ve fareleri etkilemez; Çünkü bunlar bir taraftan ilaçlı maddeyi kemirirken diğer taraftan ilacı tükürebilirler. Boşluğun arkasında yer alan azı dişleri yemeği parçalamak,çiğnemek ve öğütmek için kullanılır. Bunlar sürekli uzamazlar ve zamanla aşınırlar.
KAZMAK, TIRMANMAK, ATLAMAK ve YÜZMEK
Binalarda kemirici hayvanlara karşı alınan önlemlerin etkili olabilmesi için, bu hayvanların atletik kabiliyetlerinin iyice anlaşılması gerekir.
Adi sıçanlar son derece iyi KAZICIDIRLAR, toprağa yatay uzunluğu birkaç metreyi bulan oyuklar açabilirler ancak 600mm. den fazla derinliğe inemezler. Her üç türde çok iyi TIRMANICIDIR. özellikle gemi sıçanları son derece çevik olup, boru, kiriş ve kablolar üzerinde rahatça dolaşabilirler. Binaların tepesinden diğer binaya elektrik kabloları üzerinden gidebilirler, Binaların tepesinden zemine asansör boşluğundan geçerek gidebilirler. Sıçanlar kuyruklarını denge amacıyla kullanırlar, Sıçanlar ve fareler pürüzlü duvarları dikine tırmanabilirler. Sıçanlar ayrıca duvarların arasında, kanalizasyon boruları içinde ve hatta çapı 100mm. yi geçmeyen dikey borular içinde tüneyebilirler. Gemi sıçanları en iyi ATLAYICIDIRLAR; 1 metre yüksekliğe sıçrayabilirler. Adi sıçanlar yaklaşık 600mm., ev fareleri ise 300 mm. sıçrarlar.
Sıçan ve fareler aynı zamanda çok iyi YÜZÜCÜDÜRLER. Adi sıçanlar, gemi sıçanları ve ev farelerine oranla suya daha yatkın olup, suyun altından oldukça uzun mesafe kat edebilirler. Bunlar kanalizasyon borularından geçerek binaların içine girebilirler.
DUYULAR
Beş duyu arasında, sıçan ve fare için en önemsiz olanı GÖRME DUYUSUDUR. Gözleri yalnızca hareketleri tespit edebilmekte, şekilleri oluşturabilmekte, ancak renk ayrımı yapamamaktadır. DOKUNMA duyuları çok iyi gelişmiştir. Bıyıklarını''vibrissae'' dokunma organı olarak kullanırlar. Örneğin bir oyuğun genişliğini anlamak için bıyıklarını kullanırlar. Sıçanlar ve fareler çevrelerini kolayca ezberleyebilirler bu şekilde süratle hareket ederek karanlıkta dahi kendi deliklerini bulabilirler. Hassas olan İŞİTME duyusu sayesinde tehlikeyi kolayca fark ederler. TATMA duyusu insanlardaki kadar gelişmiştir. KOKU alama duyuları daha da hassas olup hayvanın hayatındaki rolü son derece önemlidir. Bazı deliller, sıçanların eşyalar üzerinde insan kokusunu alarak bu eşyalardan kaçındıklarını göstermektedir. Ancak bu kaçınma (uzak durma) reaksiyonu çok kısa sürmektedir. Bu nedenle, kapan ve tuzaklarda insan kokusunu gizleyici önlemlerin alınması gereksizdir.
ÜREME VE YAŞAM SÜRELERİ
Sıçan ve fareler özellikle ilkbahar ve sonbaharda olmak üzere bütün yıl boyu ürerler. Dişi sıçanlar ilk yavrulamalarını yaklaşık 4 aylıkken yaparlar ve yaşamları boyunca en fazla 5 kez yavrulayabilirler. Bir seferde doğan yavru adedi 2-14 arsında değişir. Adi sıçanlarda bu ortalama 8 yavru, gemi sıçanlarında ise 7 yavrudur. Dişi fareler ilk yavrulamalarını yaklaşık 2 aylıkken yaparlar ve yaşamları boyunca en fazla 6 kez yavrularlar. Bir seferde doğan yavru adedi 2-13 arasında değişir. Ortalama 6 dır. Sıçan ve farelerdeki yüksek seviyede üreme potansiyeli, tanımlanmıyan veya kötü uygulanan kontrol işlemleri sonucu ölen farelerin süratle ramplase edilmelerini sağlar.Neticede kontrol metodları ne kadar yetersiz olursa, bu muzur ve zararlı hayvanlar o kadar çabuk eski düzeylerine ulaşacaklardır. Gıda depoları,yüksek proteinli yem üreten yem fabrikalarında döl kabiliyetleri daha fazladır.
Sıçan ve farelerin yaşam süreleri yaklaşık bir yıldır. Kafeste muhafaza edildiklerinde daha uzun yaşayabilirler. Dişiler erkek sıçan ve farelere oranla bir miktar daha uzun yaşarlar.
AKTİVİTE
Sıçan ve fareler özellikle geceleri, beslenme sırasın da faal olurlar. Ancak bu, gündüzleri faal olmadıkları anlamına gelmez.Kat ettikleri mesafe, yemek ve su bulabilmelerine bağlıdır. Koloniler halinde yaşayan sıçanlar yaşadıkları mıntıka ile yemek buldukları mıntıka arasında gidip gelirler. Bu gidip gelmeler umumiyetle üstü kapalı, örtülü yerlerden geçerek yapılır ancak zaman zaman ortalığa çıkmak zorunda da kalırlar. Binaların içinde ise duvara yakın mesafelerde, özellikle duvar diplerinden hareket ederler. Eğer yemek ve suyu çok yakın çevreden temin edebiliyorsa, sıçanlar bütün yaşamlarını tek bir binada geçirebilirler. Diğer taraftan ,yemek ve su kaynakları biterse , yeni kaynaklar bulmak için çok uzun mesafeler kat etmeleri gerekebilir. Kırsal arazilerde adi sıçanların beslenmek için her gün yaklaşık 1km. yol kat ettikleri bilinmektedir.
Genç sıçanlar, kolonilerini terk edip yeni koloniler kurmadan evvel çok uzun mesafeler kat ederler.
Sıçan kolonilerinin kütle halinde göç ettikleri zaman zaman rapor edilmekle beraber, bu raporların ne derece sıhhatli oldukları kesin bilinmemektedir.
Memleketimizde Çatı sıçanları binaların özellikle tavan aralarında ve üst katlarında yerleşirler. Damlar ve kablolar üzerinde dolaşarak bir binadan diğerine geçerler.
Yemek ve barınak olduğu sürece ,FARELER, sıçanlar gibi uzun mesafeler kat etmeyip, küçük bir alana kümelenirler. Depolarda yemek yığınları arasında bütün yaşamlarını sürdürebilirler. Bunu yapabilmelerinin nedeniyle yiyecekleri çok kuru olmadıkça, su ihtiyacı duymazlar.
YENİ BİR MADDEYE KARŞI REAKSİYON
Şüpheci olan adi sıçan karşısına çıkan her bir yeni maddeden uzaklaşma eğilimi gösterir. Bu yeni madde bir yiyecek yığını, yiyecek tuzağı veya bir kapan olabilir.''yeni maddeye karşı tepki'' zamanla ortadan kalkar. Ancak sıçanın yeni bir yiyecek yığınından rahatça beslenebilmesi için 3-5 gün, yiyecek tuzağına girme cesareti gösterebilmesi için ise 10 gün gerekebilir.
ÇATI sıçanının yeni maddeye tepkisi adi sıçanınki kadar şiddetli olmaz.
Sıçanların aksine, FARE'ler yeni maddeye tepki gösterecekleri yerde, bunu KEŞFETME eğilimi gösterirler. Bu nedenle yeni karşılaştıkları yiyecek yığınından hemen beslenmeye başlarlar, ancak ikinci gün ilk günden daha fazla yerler.
BESLENME
Yılda 33 milyon ton gıdayı tahrip ederler. Bazı ülkelerde gıda maddelerinin %16 sını tüketirler. Yedikleri gıda maddelerinin 3 katı kadarını kontamine ederler.Sıçan ve fareler umumiyetle gece yerler. Hayvansal veya bitkisel her türlü yiyeceği yerler fakat hububatı tercih ederler. Her gün bireysel olarak kendi ağırlıklarının % 10 kadar yem tüketirler.Sıçanlar ayrıca su içme ihtiyacı da duyarlar, su içmeden ancak birkaç gün dayanabilirler.
ADİ sıçanlar kapalı , örtülü yerlerde beslenirler. Tuzak veya kapan hazırlanırken bu husus göz önünde bulundurulmalıdır. Sıçanlar huzursuzluk ve şüphe hissetiklerin de, yiyeceklerini kendi yuvalarına veya kapalı bir yere taşır, orada yerler. Taşıma esnasında zehirli gıdanın bir kısmını yere düşürür veya dökerlerse, bunu yiyecek olan başka bir hayvanlar da zehirlenecektir. Bu husus, tuzak yiyeceğin kapalı bir yere konulmasını ve küçük miktarlarda olmasını gerektiren bir başka nedendir.
ÇATI SIÇANLARI daha ziyade liman bölgelerinde kümelendiklerinden bunların gıdalarını depolardaki ambalajlanmış nebat, hububat ve kuru yemişlerdir. Ancak gemi sıçanlarının yiyecek bulmak için çöp bidonlarını yağma ettikleri ve meyveye karşı zaaf duydukları bilinmektedir. Yerleştirilecek zehirli gıda tuzakları adi sıçanlarınkine oranla daha büyük miktarlarda yapılmalıdır. Çünkü çatı sıçanları yiyeceklerini adi sıçanlar gibi bir yerden bir yere sürekli taşımazlar.
Sıçanlar gibi, EV FARELERİ de esasta hububat yiyicidir Ancak, insana yakın oldukları çevrelerde hemen hemen her şey yerler. Ev faresi biraz bur da , biraz orda yemek yediği için ambalajlanmış gıda maddelerine büyük hasar verir. Farelerin böyle dağınık bir biçimde yemeleri, bunlar için hazırlanacak tuzak adedinin sıçanlara oranla daha fazla olmasını gerektirir. Bazı fareler tuzak yiyeceklerine karşı ilgilerini çok kısa sürede kaybeder; bu alışkanlıkla başa çıkabilmek için zaman zaman tuzakların yerlerini değiştirmek ve böylece bunlara ''yeni madde'' görünümü vererek farenin ilgisini çekmek gerekir.
ZEHİRE VE TUZAK YİYECEĞE KARŞI ÇEKİNGENLİK
Sıçan veya Fare, TEK DOZDA ZEHİR konmuş yiyecekten yediğinde kendini rahatsız hissederse, yediği gıda ile rahatsızlığı arasın da bir bağlantı kurarak aynı zehiri uzun bir süra, belki birkaç ay, hiç ağzına koymayacaktır. Bu reaksiyon ZEHİRE KARŞI ÇEKİNGENLİK olarak tanımlanır. Aynı şekilde gerek sıçan gerekse fare, bu gıda ile yeniden karşılaştığında, gıda zehirsiz olsa dahi, yenmekten çekinebilir. Bu reaksiyona da TUZAK YİYECEĞİNE KARŞI ÇEKİNGENLİK denir. Warfarin gibi birden fazla dozdaki zehirler, hemen tesir etmediklerinden, hayvan, rahatsızlık hissedene kadar öldürücü dozu yemiş olacaktır ve böylece zehire karşı çekingenlik söz konusu olmayacaktır.
TEMİZLENME
Sıçan ve fareler tüylerini ve ayaklarını yalamak suretiyle kendilerini temizlerler. Yalanmak suretiyle temizlenme, kemirici hayvanların kontrolunu da zehirli tozların kullanımını mümkün ve etkili kılar.
ZARARIN İNCELENMESİ
Kontrol işleminin uygun bir şekilde planlana bilmesi için, zararın TAM ANLAMIYLA İNCELENMESİ ELZEMDİR.
hangi tür kemirici mevcuttur? bu kemiriciler nerede yaşıyorlar,nereden nereye hareket ediyorlar.ve nereler de besleniyorlar?Etkili bir kontrol çalışmasına başlayabilmek için bu soruların cevaplandırılması gerekir.Bu soruların cevapları alındıktan sonra uygun kontrol önlemlerini planlayabilecek , muhtemel sorun ve tehlikeleri önceden tahmin edebilecek ve ne miktarda malzeme ve techizat gerekebileceğini hesaplayabileceksiniz.
incelemenin esas gayesi ZARARIN TAMAMININ TESPİT EDİLMESİDİR. Bu nedenle çoğu zaman bitişik mülkiyetlere de girerek inceleme yapılması gerekmektedir. Eğer buralarda da zarar tespit edilirse, kontrol uygulamasına bu mevkilerde dahil edilmelidir. Sıçanların yarattığı zararın kusurlu kanalizasyon sisteminden kaynaklandığını tahmin ediyorsanız , yakın çevredeki lağım deliklerine de zehirli tuzaklar hazırlanmalıdır. kusurlu kanalizasyonlar tamir edilmek üzere rapor edilmelidir.
Bazı hallerde zarar o kadar geniş alana yayılmıştır ki , bu alanın tamamını bir seferde kontrol altına almak mümkün olamaz. Bu durumda söz konusu alanı uygun kısımlara ayırarak bunları sırasıyla kontrol altına almak gerekir.
BİR ZARARIN İNCELENMESİNDE ARANACAK İZ VE DELİLLER
İnceleme esnasında umumiyetle fare ve sıçana rastlamak mümkün olmaz ancak bırakmış oldukları izleri göreceğimiz kesindir. Bu izler sıçan ve farelerin sık sık ziyaret ettikleri (dolaştıkları) bölgelerde kümelenmiştir.Bu nedenle izlerin daha sık görüldüğü yerlere daha fazla tuzak yiyeceği yerleştirilmelidir. Bu izlerden hareket ederek sıçan veya fare adedini kesin olarak hesaplamak mümkün değildir., ayrıca etkili bir kontrol işleminin yürütülmesi için buna gerek de yoktur.
YUVA VE DELİKLER
ADİ SIÇAN delikleri yaklaşık 80 mm. çapında olup daha ziyade açık havada (binaların dışında ), gübre yığınları içinde , siper altında , çit diplerinde ve benzer yerlerde olur. Açık havada yaşayan adi sıçanlar yuvalarını, açtıkları oyuklara kuru ot ve yaprak doldurarak yaparlar. Bina içersindeki yuvalarını ise duvar boşluklarına (oyuklarına) döşeme altına ,alçı pano boşluklarına evin içinde tedarik edebilecekleri her türlü malzemeyi kullanarak yaparlar.özellikle camelyaf ı çok kullanırlar. Gemi sıçanları binaların içinde, ahşap eşyayı kemirerek açtıkları oyuklarda yaşarlar. Bunların yuvaları , özellikle tavan aralarında yuva kurarlar, çuval bezi, kağıt pamuk artıkları gibi parçalanmış malzemeden oluşur.
Zaman zaman açık havada da yaşamasına rağmen EV FARESİ genelde bina içlerinde görülür. Tahta duvarlarda ,döşemelerde ve bölmelerde açılmış olan fare deliklerini sıçan deliklerinden ayırmak mümkündür. çünkü bunlar daha küçük ebattadırlar 20mm. çapında
YAPILAN YOL(MESAFE) VE LEKELER
Sıçan ve fareler oyuk ve yuvalarına aynı yerlerden geçerek gidip geldiklerinden kendilerine bir 'yol' oluştururlar.
ADİ SIÇANLARIN açık havada oluşturdukları yol , yumuşak toprak üzerinden veya çimenlerin arasından geçer. bu yolları ararken, bunların kapalı ve örtülü olduklarını hatırdan çıkarmamak gerekir. bina içersinde sert zemin üzerinde oluşturulan yolları fark edebilmek daha güçtür, ancak zamanla bu yolların üzerinde siyah yağlı lekeler oluşur.Sıçanların duvara tırmandıkları veya bir engeli aştıkları yerlerde, bu lekeler daha belirginleşir. Binalarda ki servis yolları , sıçanların tercih ettikleri yollardır.Duvarların üzerinde veya destek kalasları üzerinde dolaşan sıçanlar önlerine çıkan engelleri(döşeme kirişi gibi)tırmalayarak geçmek zorunda kalabilirler; ki bunu yaptıklarında engellerin altındaki dikey yüzlerde tırmık,diş şeklinde izler oluşur.
GEMİ SIÇANLARI nın gezindiği yolları tespit etmek nispeten zordur; çünkü bunlar daha ziyade borulardan , kablolardan geçerek hareket ederler. Gemi sıçanlarının tırmık, diş şeklindeki izleri kırık izler olması açısından adi sıçanlarınkinden farklıdır. EV FARELERİ nin geçiş yolları genelde pek belirgin değildir. ancak tozlu yerlerde veya parlak yüzeylerde bunlara ait iz ve lekeler görülebilir. Farelere ait tırmık, diş izleri adi sıçanlarınki gibidir. ancak daha küçüktür.
AYAK VE KUYRUK İZLERİ
Sıçan ve farelerin tozlu ve çamurlu yerlerden geçmeleri halinde, bunlara ait ayak ve kuyruk izleri görmek mümkündür. Ayak izleri çok belirgin olduğunda hayvanın ön ayağının dört parmağını görmek mümkündür. Kontrol işlemini yürürlüğe sokmadan evvel , hayvanın nerelerde dolaştığının kesin olarak belirlenmesi için baz çöküntü (basik slag) veya tebeşir tozu (french chalk) gibi" iz belirleyen tozlar kullanmak yararlı olabilir.
PİSLİKLERİ
Hayvan pisliğinin adedi, mevki ve pozisyonu ve ne süredir mevcut olduğu gibi faktörler fare ve sıçanların nerede kümelenip, nerede beslenip, nerede dolaştıkları hakkında fikir verebilir. Hayvanların pisliği taze ise parlak , nemli ve yumuşak olur.;durmuş pislik mat, sert ve kurudur.
ADİ SIÇAN pislikleri, hayvanın dolaştığı yollar üzerinde olup, 2.0mm. uzunluğundadır.ÇATI SIÇANI pislikleri 1.5 mm. uzunluğunda ve kıvrıktır. FARE pislikleri ise gayri muntazam ve çok küçük adi sıçan pisliği görünümündedir,
HASAR İŞARETLERİ
Kemirici hayvan sayısı ne kadar fazlaysa hasar da o kadar çok olacaktır.Genellikle SIÇAN HASARI 'nı FARE hasarından ayırt etmek mümkündür. Bazı hallerde diş izlerinin ebat ı hasarın hangi hayvan tarafından yapılmış olduğunu gösterir.Hasra uğramış tahılın görünümünde bu konuda yardımcı olabilir. SIÇANLAR umumiyetle yarılanmış ve küçük parçalar haline getirilmiş tahıllar bırakırlar. FARE' ler ise tahılın dış kısmını kemirerek , çok küçük parçacıklar ve ısırılmış çekirdekler bırakırlar. Fareler dışarıya herhangi bir hasar belirtisi sızdırmaksızın , çuvallar içersinde paketlenmiş gıda maddesine çok büyük hasar verebilirler.
PLAN
Hasar tespiti incelemesi yaparken, özellikle hasarın çok büyük olması halinde , hasar gören alanın basit bir planını çizerek, bu plan üzerinde hayvanın dolaştığı yerleri ve delik ve yuvalarını belirlemek faydalı olacaktır. Tuzak yemlerinin, kapanların ve iz belirleyen tozların pozisyonu ve mevkileri de bu plan üzerinde gösterilebilir.
TESPİT'TE KULLANILAN MALZEMELER
İyibir tespit, inceleme işlemi yürütülürken kullanılacak malzemelerden birisi su geçirmez lastik eldiven, eldeki kesik ve sıyrıklardan kaynaklanabilecek muhtemel enfeksiyonları önlemek açısından gereklidir, kendi korunmanız açısından. Otları temizlemek için orak ve benzeri aletler. el feneri vb.
Müdadele yöntemleri;
1.
Kimyasal Yöntemler (Zehirli yemler, fumigasyon:diğer yöntemlerin başarısızlığında baş vurulacak son yöntemdir, sadece fumigasyon operatörleri uygulamaya yetkilidir.)
2.
Fiziksel Yöntemler (Tuzaklar, koruyucu önlemler, Ultrasonik Fare kovucuları vb.)
3.
Biyolojik Yöntemler (Mücadelede diğer canlıların kullanılması)
Fare mücadele Yöntemleri
FARE MÜCADELESİ YÖNTEMLERİ VE MALZEMELERİ
FARE MÜCADELESİ İLE MÜCADELE ÜRÜNLERİNİ ADRESİMİZDEN TEMİN EDEBİLİRSİNİZ.
OTAŞ ENDÜSTRİ VE TİCARET
Ukrayna Cd. 591 Sokak No:7 İlk Bahar Mh.06550 ÇANKAYA/ANKARA TEL:0312.4918791 FAX:4919095
Adres Harita
ÇEŞİTLİ FARE MÜCADELE MALZEMELERİ VE İLAÇLARI:
RODENT CONTROL (KEMİRGEN KONTROL) FARE-TARLA FARESİ-KÖSTEBEK
Neo-Tec Haşere-Fare Kovucu
PestClear1000 Haşere-Fare Kovucu
PestClear2000 Haşere-Fare Kovucu
PestClear3000 Haşere-Fare Kovucu
Yılan Fare Akrep Böcek Yakalayıcı Yapışkan Levha
Canlı Yakalama
Yem İstasyonu
Yapışkan Tuzak
Mum Blok Yemler
ZARARLILARLA MÜCADELE YÖNTEMLERİ BİLGİ AMAÇLI YAYINLANMIŞTIR
FARE VE SIÇANLARIN ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ
EV FARESİ
(Mus musculus)
GEMİ/ÇATI SIÇANI
(Rattus rattus)
LAĞIM SIÇANI (Rattus norvegicus)
Ağırlıkları (gr )
14-20
200-350
300-450
Boyları
(kuyruk hariç)
7-9
15-20
17-25
Seksüel olgunluk
6 hafta
3-5 ay
3-5 ay
Bir doğumda yavru adeti
5-6
6-8
6-8
Yaşam boyu yavrulama adeti
8
6
7
Dışkı şekilleri
dağınık, ince iğ şeklinde
dağınık, sosis benzeri
grup halinde, iğ şeklinde
Çatı sıçanı
(Rattus rattus gicus)
Lağım sıçanı
(Rattus norve)
Ev faresi
(Mus musculus)
KEMİRGEN PROBLEMLERİ
Kemirgenler insanlardan sonra zeka ve üstün duyuları ile en başarılı şekilde çevreye ve her türlü ortama uyum sağlayan memelilerdir. Koku alma duyuları çok güçlü olduğu için gıdaları kolayca bulur ve engel tanımazlar, her yere ulaşırlar. Çok hızlı çoğalır, dişileri senede 7 kez ve her seferinde 8-10 yavru yaparlar. Tünel kazma, kemirme,tırmanma ve yüzmede çok ustadırlar.Kurşun kalem çapındaki bir delikten diğer bölgelere geçebilirler yer değiştirebilirler.
FARELERİN YARATTIĞI ZARARLAR
Ev ve işyerlerini istila eder, eşyaya zarar verir, kemirirler yiyeceklere zarar verir, tüketir ambalajlarını bozarlar. Dışkıları kılları ve taşıdıkları mikroorganizmalar yiyeceklerikontamine eder.Gıdaları ve gezdikleri çevreyi kirleterek
bulaşıcı hastalıkların insanlara yayılmasına sebep olurlar. (veba,tifüs,weil,sodoko,hummalar,paraziter hastalıklar, kuduz salmonella bakterileri ve barsak enfeksiyonları gibi bir çok hastalık) *Çiftlik hayatına zarar verirler. Süt ve yumurta üretiminde azalmaya hayvanlarda yarattıkları stres ve rahatsızlık ile ağarlık kaybına neden olurlar. Peptospirosis, salmonella, brucellosis ve şap hastalığını yayarak büyük tehlike teşkil ederler. *Ahşap metal yerleri, boruları, elektrik kablolarını vs kemirirler. Elektrik kontağı ve yangına sıkça sebep olurlar. *Isırıklara ve diğer yaralanmalara neden olurlar korkutarak insanların sağlığını da bozarlar. *Fareler sadece gemileri batırmakla kalmıyor, elektrik kablolarını da kemiriyor. Çünkü, bu hayvanların genetik kökenli diş problemleri var; ön dişlerindeki büyüme durmuyor. Bu nedenle fareler, ön dişlerinin büyümesini engelleyebilmek için elektrik kablolarını kemirme ihtiyacı duyuyor. Ancak elbette ki bu hem onlar hem de çevre için büyük bir risk taşıyor. Yüksek voltajlı kabloları kemiren bir fare yangın çıkmasını neden oluyor, ancak tabii ki bu yaptığından pişman olacak kadar uzun yaşayamıyor. Farelerin dişleri hafif çelikten bile daha sert olduğundan boruları, ince metalleri ve hatta beton blokları bile kolayca tahrip edebiliyor.
İdrar -dışkı ve kılları ile taşıdıkları mikroorganizmalar yoluyla çevreyi ve gıdaları kirletirler
İnsanlara tifo, salmonellosis, dizanteri gibi hastalıkları bulaştırırlar
Yiyeceklerinden fazla gıdayı tahrip ederek kullanılmaz hale getirirler ve bunların atılması sonucu ekonomik zararlara yol açarlar
Ev ve işyerlerinde yerleşerek eşyalara zarar verirler
Elektrik ve telefon kablosu gibi maddeleri kemirerek yangın ve benzeri ciddi tehlikelere, iş kayıplarına yol açarla
1-Ev ve işyerlerini istila eder, eşyaya zarar verir, kemirir.
2-Yiyeceklere zarar verir, tüketir, ambalajlarını bozar.
3-Gıdaları ve gezdikleri çevreyi kirleterek bulaşıcı hastalıkların insanlara yayılmasına sebep olur.(Veba, Tifüs, Weil, Sodoko, Hummalar, Paraziter Hastalıklar, Kuduz, Salmonella Bakterileri ve Bağırsak Enfeksiyonları gibi bir çok hastalık)
4-Çiftlik hayvanları içinde Leptospirosis, Salmonella, Brucellesis ve Şap hastalığını yayarak büyük tehlike teşkil ederler.
5- Kabloları kemirerek elektrik kontağı,bilgisayar sistemlerinin bozulmasına ve yangına sıkça sebep olur.
6-Korkutarak insanların sağlığını da bozarlar.
7- Prestij kaybına sebep olurlar.
UZUN KUYRUKLARIYLA YÖN BULUYORLAR!
Çünkü kısa olsa kaybolurlardı. Kuyruk farenin sadece denge sisteminde değil, aynı
zamanda yön bulma duyularında da etkili bir rol oynuyor. Farelerin kuyrukları vücut
ısılarını da düzenliyor ve vücut ısısı yükseldiğinde bunu düşürüyor.
Neo-Tec Haşere-Fare Kovucu
PestClear1000 Haşere-Fare Kovucu
PestClear2000 Haşere-Fare Kovucu
PestClear3000 Haşere-Fare Kovucu
ÇEŞİTLİ FARE MÜCADELE MALZEMELERİ VE İLAÇLARI:
Zehirlenme durumunda yapılması gerekenler Bakınız
Gelişmiş teknolojik cihazlar,canlı fare yakalama kapanları,yapışkan tuzaklar.zehirli macunlar vb.Ürünleri Adresimizden temin edebilirsiniz.
OTAŞ END.veTİC . Ukrayna cd.591.sk.No:7 İlkbahar mh. 06550 Çankaya/ANKARA
TEL: 0312 4918791
Adres Harita
KEMİRGEN TÜRLERİ:
Rodentia (Kemiriciler)
Köpek dişlerinin olmaması nedeniyle kesici ve azı dişleri arasında boşluk bulunması, kafataslarında tipiktir. Çenelerinin önünde bulunan kesici dişler, uzayıp kıvrılarak "kemirici diş" halini almıştır. Genellikle bitkisel beslenirler.
Bazı önemli aileleri şunlardır:
1. Familia (Aile): Sciuridae (Sincaplar)
Kuyruk uzun ve kıllıdır, gündüzleri aktiftirler.
Sciurus vulgaris (sincap)
Spermophilus (Citellus) spp. (tarla sincabı)
2. Familia (Aile): Castoridae (Kunduzlar)
Kuyrukları geniş ve üstten basıktır. Gözler ve kulaklar küçük, bacaklar kısadır. Uzun süre su altında kalabilirler.
Castor fiber (kunduz)
3. Familia (Aile): Dipodidae (Araptavşanları)
Vücutları kanguruya benzer. Arka ayaklar uzamış, ön bacaklar kısalmıştır. Sıçrayarak hareket ederler. Dış kulakları oldukça büyüktür. Görme ve işitme duyuları iyi gelişmiştir. Oldukça uzun bir kuyrukları bulunur.
Allactaga spp. (araptavşanı)
Sicista spp. (huşfaresi)
4. Familia (Aile): Muridae (Fareler, Sıçanlar)
Kuyruk gövdeden uzundur ve üzeri kıllarla ya da halka şeklindeki pullarla kaplıdır.Fare mücadele yöntemleri için Bakınız. . Fare kovucu cihazlar için Bakınız.
Gerbillus spp. (gerbil)
Meriones spp. (çöl sıçanı)
Acomys spp. (dikenli fare)
Mus spp. (ev faresi)
Rattus spp. (sıçan)
5. Familia (Aile): Spalacidae (Körfareler)
Gözler, körelerek deri altına çekilmiştir. Toprak altında yaşamaya uyum yapmışlardır, geceleri aktiftirler.Köstebek kovucu cihazlar için Bakınız.
Spalax spp. (körfare)
6. Familia (Aile): Gliridae (Yediuyurlar)
Kuyruk oldukça uzun, kulaklar büyüktür. İşitme duyuları çok iyi gelişmiştir. Geceleri aktiftirler.
Dryomys spp. (Yediuyur)
Muscardinus spp. (Fındıkfaresi)
7. Familia (Aile): Hystricidae (Oklu Kirpiler)
Sırtları diken şeklini almış uzun kıllarla kaplıdır. Tehlike anında yumak şeklini alır ve dikenlerini oynatarak ses çıkarır. Geceleri aktiftir.
Hystrix indica (Oklukirpi)
8. Familia (Aile): Cricetidae (Hamstergiller)
Vücutları küçük ya da orta büyüklüktedir. Kuyrukları çok kısa ve kıllarla örtülüdür. Bitkisel beslenirler. Tahılları yuvalarına taşıyarak biriktirirler.
Microtus spp. (tarla faresi)
Cricetulus migratorius (cüce avurtlak)
Mesocricetus spp. (Hamster)
Arvicola terrestris (Su sıçanı)
FARELER:
Fareler
Çatı Sıçanı
Rattus rattus
Roof Rat
Özellikleri
Boy: 25 - 30 cm
Renk: Gri, Kahverengi, Siyah
Uzun kuyrukları, kalın olmayan vücutları, büyük kulak ve gözleri vardır. Sıçanlar kentsel ve kırsal açık alanlarda yaygınlardır. Büyük olmaları sebebiyle konutlarda farelere göre daha az bulunurlar.
Davranışları
Sıçan ve fareler genellikle sevilmez ve kimse bu zararlıları ev veya işyerinde görmek istemez. Kemirgenler dış alanda her türlü ortamda yaşar ve iç alanlara herhangi bir zamanda girebilirler ancak bu durum daha çok sonbaharda gerçekleşir. Bunun sebebi havaların soğuması değil, kemirgenlerin dış alandaki besin kaynaklarının tükenmesi ve yeni kaynak arayışlarıdır. Sıçanlar mükemmel tırmanıcılardır ve çatı aralarından, havalandırmalardan, kablo yuvalarından, kanalizasyondan, bacalardan ve garajlardan binalara giriş yapabilmektedirler.
Yaşam Alanları
Dış alanda sıçanlar çayırlık ve ağaçlık alanlarda, arazilerde, çiftliklerde ve binaların bulunduğu tüm yerlerde bulunurlar. Büyüklükleri sebebiyle en az 3 cm genişliğinde açıklıklardan geçebildiklerinden, iç mekanlarda fazla görülmezler. Ancak binaların çevresinde kendilerine birçok barınak bulurlar. Bunlar yakacak odun araları, taş ve tuğlalar, yaprak yığınları ve diğer döküntülerdir.
Mücadele İpuçları
Sıçan istilasına karşı korunmanın en iyi yolları, minimum barınacak alan sağlamak ve iç mekana girebilecekleri tüm delik ve açıklıkları kapatmaktır. Delikleri doldurmada çelik yün veya kablo kullanılmazsa, kolaylıkla yeniden kemirebilirler.
Norveç Sıçanı
Rattus norvegicus
Norway Rat
Özellikleri
Boy: 25 - 30 cm
Renk: Gri, Kahverengi, Siyah
Diğer sıçanlara göre Norveç sıçanlarının vücudu nispeten daha ağır olup, göz ve kulakları daha ufak ve kuyrukları daha kısadır. Büyük olmaları sebebiyle konutlarda farelere göre daha az bulunurlar.
Davranışları
Sıçan ve fareler genellikle sevilmez ve kimse bu zararlıları ev veya işyerinde görmek istemez. Kemirgenler dış alanda her türlü ortamda yaşar ve iç alanlara herhangi bir zamanda girebilirler ancak bu durum daha çok sonbaharda gerçekleşir. Bunun sebebi havaların soğuması değil, kemirgenlerin dış alandaki besin kaynaklarının tükenmesi ve yeni kaynak arayışlarıdır. Sıçanlar mükemmel tırmanıcılardır ve çatı aralarından, havalandırmalardan, kablo yuvalarından, kanalizasyondan, bacalardan ve garajlardan binalara giriş yapabilmektedirler.
Yaşam Alanları
Dış alanda sıçanlar çayırlık ve ağaçlık alanlarda, arazilerde, çiftliklerde ve binaların bulunduğu tüm yerlerde bulunurlar. Büyüklükleri sebebiyle en az 3 cm genişliğinde açıklıklardan geçebildiklerinden, iç mekanlarda fazla görülmezler. Ancak binaların çevresinde kendilerine birçok barınak bulurlar. Bunlar yakacak odun araları, taş ve tuğlalar, yaprak yığınları ve diğer döküntülerdir.
Mücadele İpuçları
Sıçan istilasına karşı korunmanın en iyi yolları, minimum barınacak alan sağlamak ve iç mekana girebilecekleri tüm delik ve açıklıkları kapatmaktır. Delikleri doldurmada çelik yün veya kablo kullanılmazsa, kolaylıkla yeniden kemirebilirler
Ev Faresi
Mus domesticus
House Mouse
Özellikleri
Boy: 5 cm.
Renk: Gri, bazen koyu gri
Fareler sıçanlardan fazla sayıdadırlar ve insanların yaşam alanlarında daha çok karşılaşılırlar. Fareler yavru sıçanlardan ayırt etmede kullanılan özellik, yavru sıçanların kafa ve ayaklarının vücutlarına göre büyük olmasıdır.
Davranışları
Sıçan ve fareler genellikle sevilmez ve kimse bu zararlıları ev veya işyerinde görmek istemez. Kemirgenler dış alanda her türlü ortamda yaşar ve iç alanlara herhangi bir zamanda girebilirler ancak bu durum daha çok sonbaharda gerçekleşir. Bunun sebebi havaların soğuması değil, kemirgenlerin dış alandaki besin kaynaklarının tükenmesi ve yeni kaynak arayışlarıdır. Fareler mükemmel tırmanıcılardır ve çatı aralarından, havalandırmalardan, kablo yuvalarından, kanalizasyondan, bacalardan ve garajlardan binalara giriş yapabilmektedirler. Özellikle kapı altlarından kolaylıkla geçerler.
Yaşam Alanları
Fareler her yerde, gerek şehirlerde gerek şehir dışlarında, ancak çoğunlukla yerleşim birimlerinin olduğu yerlerde yaşarlar. Binalarda sıçanlardan daha fazla görülmelerinin sebebi, daha küçük olduklarından 0,6 cm aralıklardan (kurşun kalem genişliği) geçebilmeleridir. Yuvalarını iç alanlarda veya yakacak odun araları, taş ve tuğlalar, yaprak yığınları ve diğer döküntüler arasında dış alanlarda yaparlar.
Mücadele İpuçları
Fare istilasına karşı korunmanın en iyi yolları, minimum barınacak alan sağlamak ve iç mekana girebilecekleri tüm delik, açıklık ve kapı altlarını kapatmaktır. Delikleri doldurmada çelik yün veya kablo kullanılmazsa, kolaylıkla yeniden kemirebilirler. Garaj veya kiler gibi giriş noktalarına yerleştirilecek birkaç fare kapanı (giren farenin geri çıkamadığı istasyon), 15 adete kadar yakalayabilecektir.
FARE MÜCADELESİ İLE MÜCADELE ÜRÜNLERİNİ ADRESİMİZDEN TEMİN EDEBİLİRSİNİZ.
OTAŞ ENDÜSTRİ VE TİCARET
Ukrayna Cd. 591 Sokak No:7 İlk Bahar Mh.06550 ÇANKAYA/ANKARA TEL:0312.4918791 FAX:4919095
Adres Harita
ZARARLILARLA MÜCADELE YÖNTEMLERİ BİLGİ AMAÇLI YAYINLANMIŞTIR
FARE MÜCADELESİ İLE MÜCADELE ÜRÜNLERİNİ ADRESİMİZDEN TEMİN EDEBİLİRSİNİZ.
OTAŞ ENDÜSTRİ VE TİCARET
Ukrayna Cd. 591 Sokak No:7 İlk Bahar Mh.06550 ÇANKAYA/ANKARA TEL:0312.4918791 FAX:4919095
Adres Harita
ÇEŞİTLİ FARE MÜCADELE MALZEMELERİ VE İLAÇLARI:
RODENT CONTROL (KEMİRGEN KONTROL) FARE-TARLA FARESİ-KÖSTEBEK
Neo-Tec Haşere-Fare Kovucu
PestClear1000 Haşere-Fare Kovucu
PestClear2000 Haşere-Fare Kovucu
PestClear3000 Haşere-Fare Kovucu
Yılan Fare Akrep Böcek Yakalayıcı Yapışkan Levha
Canlı Yakalama
Yem İstasyonu
Yapışkan Tuzak
Mum Blok Yemler
ZARARLILARLA MÜCADELE YÖNTEMLERİ BİLGİ AMAÇLI YAYINLANMIŞTIR
FARE VE SIÇANLARIN ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ
EV FARESİ
(Mus musculus)
GEMİ/ÇATI SIÇANI
(Rattus rattus)
LAĞIM SIÇANI (Rattus norvegicus)
Ağırlıkları (gr )
14-20
200-350
300-450
Boyları
(kuyruk hariç)
7-9
15-20
17-25
Seksüel olgunluk
6 hafta
3-5 ay
3-5 ay
Bir doğumda yavru adeti
5-6
6-8
6-8
Yaşam boyu yavrulama adeti
8
6
7
Dışkı şekilleri
dağınık, ince iğ şeklinde
dağınık, sosis benzeri
grup halinde, iğ şeklinde
Çatı sıçanı
(Rattus rattus gicus)
Lağım sıçanı
(Rattus norve)
Ev faresi
(Mus musculus)
KEMİRGEN PROBLEMLERİ
Kemirgenler insanlardan sonra zeka ve üstün duyuları ile en başarılı şekilde çevreye ve her türlü ortama uyum sağlayan memelilerdir. Koku alma duyuları çok güçlü olduğu için gıdaları kolayca bulur ve engel tanımazlar, her yere ulaşırlar. Çok hızlı çoğalır, dişileri senede 7 kez ve her seferinde 8-10 yavru yaparlar. Tünel kazma, kemirme,tırmanma ve yüzmede çok ustadırlar.Kurşun kalem çapındaki bir delikten diğer bölgelere geçebilirler yer değiştirebilirler.
FARELERİN YARATTIĞI ZARARLAR
Ev ve işyerlerini istila eder, eşyaya zarar verir, kemirirler yiyeceklere zarar verir, tüketir ambalajlarını bozarlar. Dışkıları kılları ve taşıdıkları mikroorganizmalar yiyeceklerikontamine eder.Gıdaları ve gezdikleri çevreyi kirleterek
bulaşıcı hastalıkların insanlara yayılmasına sebep olurlar. (veba,tifüs,weil,sodoko,hummalar,paraziter hastalıklar, kuduz salmonella bakterileri ve barsak enfeksiyonları gibi bir çok hastalık) *Çiftlik hayatına zarar verirler. Süt ve yumurta üretiminde azalmaya hayvanlarda yarattıkları stres ve rahatsızlık ile ağarlık kaybına neden olurlar. Peptospirosis, salmonella, brucellosis ve şap hastalığını yayarak büyük tehlike teşkil ederler. *Ahşap metal yerleri, boruları, elektrik kablolarını vs kemirirler. Elektrik kontağı ve yangına sıkça sebep olurlar. *Isırıklara ve diğer yaralanmalara neden olurlar korkutarak insanların sağlığını da bozarlar. *Fareler sadece gemileri batırmakla kalmıyor, elektrik kablolarını da kemiriyor. Çünkü, bu hayvanların genetik kökenli diş problemleri var; ön dişlerindeki büyüme durmuyor. Bu nedenle fareler, ön dişlerinin büyümesini engelleyebilmek için elektrik kablolarını kemirme ihtiyacı duyuyor. Ancak elbette ki bu hem onlar hem de çevre için büyük bir risk taşıyor. Yüksek voltajlı kabloları kemiren bir fare yangın çıkmasını neden oluyor, ancak tabii ki bu yaptığından pişman olacak kadar uzun yaşayamıyor. Farelerin dişleri hafif çelikten bile daha sert olduğundan boruları, ince metalleri ve hatta beton blokları bile kolayca tahrip edebiliyor.
İdrar -dışkı ve kılları ile taşıdıkları mikroorganizmalar yoluyla çevreyi ve gıdaları kirletirler
İnsanlara tifo, salmonellosis, dizanteri gibi hastalıkları bulaştırırlar
Yiyeceklerinden fazla gıdayı tahrip ederek kullanılmaz hale getirirler ve bunların atılması sonucu ekonomik zararlara yol açarlar
Ev ve işyerlerinde yerleşerek eşyalara zarar verirler
Elektrik ve telefon kablosu gibi maddeleri kemirerek yangın ve benzeri ciddi tehlikelere, iş kayıplarına yol açarla
1-Ev ve işyerlerini istila eder, eşyaya zarar verir, kemirir.
2-Yiyeceklere zarar verir, tüketir, ambalajlarını bozar.
3-Gıdaları ve gezdikleri çevreyi kirleterek bulaşıcı hastalıkların insanlara yayılmasına sebep olur.(Veba, Tifüs, Weil, Sodoko, Hummalar, Paraziter Hastalıklar, Kuduz, Salmonella Bakterileri ve Bağırsak Enfeksiyonları gibi bir çok hastalık)
4-Çiftlik hayvanları içinde Leptospirosis, Salmonella, Brucellesis ve Şap hastalığını yayarak büyük tehlike teşkil ederler.
5- Kabloları kemirerek elektrik kontağı,bilgisayar sistemlerinin bozulmasına ve yangına sıkça sebep olur.
6-Korkutarak insanların sağlığını da bozarlar.
7- Prestij kaybına sebep olurlar.
UZUN KUYRUKLARIYLA YÖN BULUYORLAR!
Çünkü kısa olsa kaybolurlardı. Kuyruk farenin sadece denge sisteminde değil, aynı
zamanda yön bulma duyularında da etkili bir rol oynuyor. Farelerin kuyrukları vücut
ısılarını da düzenliyor ve vücut ısısı yükseldiğinde bunu düşürüyor.
Neo-Tec Haşere-Fare Kovucu
PestClear1000 Haşere-Fare Kovucu
PestClear2000 Haşere-Fare Kovucu
PestClear3000 Haşere-Fare Kovucu
ÇEŞİTLİ FARE MÜCADELE MALZEMELERİ VE İLAÇLARI:
Zehirlenme durumunda yapılması gerekenler Bakınız
Gelişmiş teknolojik cihazlar,canlı fare yakalama kapanları,yapışkan tuzaklar.zehirli macunlar vb.Ürünleri Adresimizden temin edebilirsiniz.
OTAŞ END.veTİC . Ukrayna cd.591.sk.No:7 İlkbahar mh. 06550 Çankaya/ANKARA
TEL: 0312 4918791
Adres Harita
KEMİRGEN TÜRLERİ:
Rodentia (Kemiriciler)
Köpek dişlerinin olmaması nedeniyle kesici ve azı dişleri arasında boşluk bulunması, kafataslarında tipiktir. Çenelerinin önünde bulunan kesici dişler, uzayıp kıvrılarak "kemirici diş" halini almıştır. Genellikle bitkisel beslenirler.
Bazı önemli aileleri şunlardır:
1. Familia (Aile): Sciuridae (Sincaplar)
Kuyruk uzun ve kıllıdır, gündüzleri aktiftirler.
Sciurus vulgaris (sincap)
Spermophilus (Citellus) spp. (tarla sincabı)
2. Familia (Aile): Castoridae (Kunduzlar)
Kuyrukları geniş ve üstten basıktır. Gözler ve kulaklar küçük, bacaklar kısadır. Uzun süre su altında kalabilirler.
Castor fiber (kunduz)
3. Familia (Aile): Dipodidae (Araptavşanları)
Vücutları kanguruya benzer. Arka ayaklar uzamış, ön bacaklar kısalmıştır. Sıçrayarak hareket ederler. Dış kulakları oldukça büyüktür. Görme ve işitme duyuları iyi gelişmiştir. Oldukça uzun bir kuyrukları bulunur.
Allactaga spp. (araptavşanı)
Sicista spp. (huşfaresi)
4. Familia (Aile): Muridae (Fareler, Sıçanlar)
Kuyruk gövdeden uzundur ve üzeri kıllarla ya da halka şeklindeki pullarla kaplıdır.Fare mücadele yöntemleri için Bakınız. . Fare kovucu cihazlar için Bakınız.
Gerbillus spp. (gerbil)
Meriones spp. (çöl sıçanı)
Acomys spp. (dikenli fare)
Mus spp. (ev faresi)
Rattus spp. (sıçan)
5. Familia (Aile): Spalacidae (Körfareler)
Gözler, körelerek deri altına çekilmiştir. Toprak altında yaşamaya uyum yapmışlardır, geceleri aktiftirler.Köstebek kovucu cihazlar için Bakınız.
Spalax spp. (körfare)
6. Familia (Aile): Gliridae (Yediuyurlar)
Kuyruk oldukça uzun, kulaklar büyüktür. İşitme duyuları çok iyi gelişmiştir. Geceleri aktiftirler.
Dryomys spp. (Yediuyur)
Muscardinus spp. (Fındıkfaresi)
7. Familia (Aile): Hystricidae (Oklu Kirpiler)
Sırtları diken şeklini almış uzun kıllarla kaplıdır. Tehlike anında yumak şeklini alır ve dikenlerini oynatarak ses çıkarır. Geceleri aktiftir.
Hystrix indica (Oklukirpi)
8. Familia (Aile): Cricetidae (Hamstergiller)
Vücutları küçük ya da orta büyüklüktedir. Kuyrukları çok kısa ve kıllarla örtülüdür. Bitkisel beslenirler. Tahılları yuvalarına taşıyarak biriktirirler.
Microtus spp. (tarla faresi)
Cricetulus migratorius (cüce avurtlak)
Mesocricetus spp. (Hamster)
Arvicola terrestris (Su sıçanı)
FARELER:
Fareler
Çatı Sıçanı
Rattus rattus
Roof Rat
Özellikleri
Boy: 25 - 30 cm
Renk: Gri, Kahverengi, Siyah
Uzun kuyrukları, kalın olmayan vücutları, büyük kulak ve gözleri vardır. Sıçanlar kentsel ve kırsal açık alanlarda yaygınlardır. Büyük olmaları sebebiyle konutlarda farelere göre daha az bulunurlar.
Davranışları
Sıçan ve fareler genellikle sevilmez ve kimse bu zararlıları ev veya işyerinde görmek istemez. Kemirgenler dış alanda her türlü ortamda yaşar ve iç alanlara herhangi bir zamanda girebilirler ancak bu durum daha çok sonbaharda gerçekleşir. Bunun sebebi havaların soğuması değil, kemirgenlerin dış alandaki besin kaynaklarının tükenmesi ve yeni kaynak arayışlarıdır. Sıçanlar mükemmel tırmanıcılardır ve çatı aralarından, havalandırmalardan, kablo yuvalarından, kanalizasyondan, bacalardan ve garajlardan binalara giriş yapabilmektedirler.
Yaşam Alanları
Dış alanda sıçanlar çayırlık ve ağaçlık alanlarda, arazilerde, çiftliklerde ve binaların bulunduğu tüm yerlerde bulunurlar. Büyüklükleri sebebiyle en az 3 cm genişliğinde açıklıklardan geçebildiklerinden, iç mekanlarda fazla görülmezler. Ancak binaların çevresinde kendilerine birçok barınak bulurlar. Bunlar yakacak odun araları, taş ve tuğlalar, yaprak yığınları ve diğer döküntülerdir.
Mücadele İpuçları
Sıçan istilasına karşı korunmanın en iyi yolları, minimum barınacak alan sağlamak ve iç mekana girebilecekleri tüm delik ve açıklıkları kapatmaktır. Delikleri doldurmada çelik yün veya kablo kullanılmazsa, kolaylıkla yeniden kemirebilirler.
Norveç Sıçanı
Rattus norvegicus
Norway Rat
Özellikleri
Boy: 25 - 30 cm
Renk: Gri, Kahverengi, Siyah
Diğer sıçanlara göre Norveç sıçanlarının vücudu nispeten daha ağır olup, göz ve kulakları daha ufak ve kuyrukları daha kısadır. Büyük olmaları sebebiyle konutlarda farelere göre daha az bulunurlar.
Davranışları
Sıçan ve fareler genellikle sevilmez ve kimse bu zararlıları ev veya işyerinde görmek istemez. Kemirgenler dış alanda her türlü ortamda yaşar ve iç alanlara herhangi bir zamanda girebilirler ancak bu durum daha çok sonbaharda gerçekleşir. Bunun sebebi havaların soğuması değil, kemirgenlerin dış alandaki besin kaynaklarının tükenmesi ve yeni kaynak arayışlarıdır. Sıçanlar mükemmel tırmanıcılardır ve çatı aralarından, havalandırmalardan, kablo yuvalarından, kanalizasyondan, bacalardan ve garajlardan binalara giriş yapabilmektedirler.
Yaşam Alanları
Dış alanda sıçanlar çayırlık ve ağaçlık alanlarda, arazilerde, çiftliklerde ve binaların bulunduğu tüm yerlerde bulunurlar. Büyüklükleri sebebiyle en az 3 cm genişliğinde açıklıklardan geçebildiklerinden, iç mekanlarda fazla görülmezler. Ancak binaların çevresinde kendilerine birçok barınak bulurlar. Bunlar yakacak odun araları, taş ve tuğlalar, yaprak yığınları ve diğer döküntülerdir.
Mücadele İpuçları
Sıçan istilasına karşı korunmanın en iyi yolları, minimum barınacak alan sağlamak ve iç mekana girebilecekleri tüm delik ve açıklıkları kapatmaktır. Delikleri doldurmada çelik yün veya kablo kullanılmazsa, kolaylıkla yeniden kemirebilirler
Ev Faresi
Mus domesticus
House Mouse
Özellikleri
Boy: 5 cm.
Renk: Gri, bazen koyu gri
Fareler sıçanlardan fazla sayıdadırlar ve insanların yaşam alanlarında daha çok karşılaşılırlar. Fareler yavru sıçanlardan ayırt etmede kullanılan özellik, yavru sıçanların kafa ve ayaklarının vücutlarına göre büyük olmasıdır.
Davranışları
Sıçan ve fareler genellikle sevilmez ve kimse bu zararlıları ev veya işyerinde görmek istemez. Kemirgenler dış alanda her türlü ortamda yaşar ve iç alanlara herhangi bir zamanda girebilirler ancak bu durum daha çok sonbaharda gerçekleşir. Bunun sebebi havaların soğuması değil, kemirgenlerin dış alandaki besin kaynaklarının tükenmesi ve yeni kaynak arayışlarıdır. Fareler mükemmel tırmanıcılardır ve çatı aralarından, havalandırmalardan, kablo yuvalarından, kanalizasyondan, bacalardan ve garajlardan binalara giriş yapabilmektedirler. Özellikle kapı altlarından kolaylıkla geçerler.
Yaşam Alanları
Fareler her yerde, gerek şehirlerde gerek şehir dışlarında, ancak çoğunlukla yerleşim birimlerinin olduğu yerlerde yaşarlar. Binalarda sıçanlardan daha fazla görülmelerinin sebebi, daha küçük olduklarından 0,6 cm aralıklardan (kurşun kalem genişliği) geçebilmeleridir. Yuvalarını iç alanlarda veya yakacak odun araları, taş ve tuğlalar, yaprak yığınları ve diğer döküntüler arasında dış alanlarda yaparlar.
Mücadele İpuçları
Fare istilasına karşı korunmanın en iyi yolları, minimum barınacak alan sağlamak ve iç mekana girebilecekleri tüm delik, açıklık ve kapı altlarını kapatmaktır. Delikleri doldurmada çelik yün veya kablo kullanılmazsa, kolaylıkla yeniden kemirebilirler. Garaj veya kiler gibi giriş noktalarına yerleştirilecek birkaç fare kapanı (giren farenin geri çıkamadığı istasyon), 15 adete kadar yakalayabilecektir.
FARE MÜCADELESİ İLE MÜCADELE ÜRÜNLERİNİ ADRESİMİZDEN TEMİN EDEBİLİRSİNİZ.
OTAŞ ENDÜSTRİ VE TİCARET
Ukrayna Cd. 591 Sokak No:7 İlk Bahar Mh.06550 ÇANKAYA/ANKARA TEL:0312.4918791 FAX:4919095
Adres Harita
ZARARLILARLA MÜCADELE YÖNTEMLERİ BİLGİ AMAÇLI YAYINLANMIŞTIR
Etiketler:
fare mücadelesi,
fare ile mücadele,
fare mücadele yöntemleri
Fare Mücadelesi
EV, AMBAR VE DEPOLARDA ZARARLI KEMİRGENLER VE MÜCADELESİ
İnsanların yaşadıkları hemen her yerde bulunur ve onların besinlerine ortak olurlar. Yediği besinlerin yanında en az on katı kadarını kirletir. Hastalık taşıyıcıdırlar. Kemiricilerin bulaştırdığı hastalıkların en korkuncu koyu renk kabarcıkla deride beliren ve siyah ölüm denilen veba hastalığıdır. İnsanlara veba hastalığı sıçan piresi tarafından kemiricilerden taşınmaktadır. Kemiriciler gıda maddelerini kıl, dışkı ve idrarları ile kirleterek kullanılamaz hale getirirler. Kemiriciler ekili ve depolanmış ürünleri, kumaş ve inşaat malzemelerini tahrip ederler. Ayrıca elektrik, telefon, bilgisayar kablolarını, tahrip ederler.
Mus musculus L. ( Ev faresi),
Mus musculus musculus L.(Doğu faresi)
Rattus rattus L. (Siyah sıçan veya Ev sıçanı)
Rattus norvegicus B. (Göçmen fare veya Kahverenkli sıçan ) yaygın ve önemli zararlara neden olan türlerdir.
Mus musculus L. ( Ev faresi) :Tanımı: Baş + gövde 6-9,5 cm, kuyrukları 6-11 cm., ağırlıkları 12-30 gr. kadardır. Renkleri açık kahverengiden siyaha kadar değişir. Mus musculus musculus ta kuyruk, baş+ gövdeden daha kısadır.
Mus musculus musculus L.(Doğu faresi)Yaşayışı ve Beslenmesi: Yılda 5-10 defa, 6-13 yavru doğururlar. Yavrular 30-40 günlük oldukları zaman çiftleşip yavru yapma yeteneğine kavuşurlar.Özellikle tahılları çok severler, yağlı tohumlar, et ve ürünleri, kağıt, çuval ve kitapları kemirirler Geceleri işlektirler, evlerde yaşayanların yaşam alanları bazen birkaç metre kareyi geçmez. Besinleri depo etmezler. Çok iyi koşar, tırmanır, sıçrar ve yüzebilirler. Koku alma ve işitme duyuları çok iyi gelişmiştir.
Eğer populasyon aşırı derecede artarsa bir çeşit doğum kontrolü ortaya çıkar. İnsanların besinlerine aşırı ölçüde zarar verirler; ayrıca tifus, tulerami hıyarcıklı, veba gibi hastalıkların etmenlerini, besin zehirlenmelerine neden olan salmonellayı ve diğer bir çok bakteri çeşidini taşırlar.
Rattus rattus L. (Siyah sıçan veya Ev sıçanı) : Tanımı: Vücut 17-23 cm., kuyruk 20-25 cm., ağırlıkları 300 gr kadardır. Sırt rengi koyu kahverengiden siyaha kadar, karın rengi kirli beyazdan koyu griye kadar değişir.
Yaşayışı ve Beslenmesi:
Tüm yıl boyunca yılda 3-6 defa, 6-13 yavru doğururlar, gebelik süreleri 21-26 gündür. Doğan yavrular 2-3 ay sonra erginliğe ulaşır ve 5 yıl kadar yaşayabilirler. Evlerde kahverenkli sıçanla birlikte bulunabilirler. Bu sırada kahverenkli sıçan bodrum katlarda(çünkü nemli yerleri daha çok severler), siyah sıçan ise üst katlarda yaşar (kuru yerleri sever). Nocturnaldirler (Gece faaliyet gösterirler). Bitkisel besinleri tercih ederler. Hayvansal besinleri yalnız gerektiğinde yerler. İnsanların besinlerine en çok zarar veren hayvanlardır. Taşıdıkları pireler, idrarlar ve tozlarıyla da insanlara çeşitli hastalıkları taşırlar.
Rattus norvegicus B. (Göçmen sıçan veya Kahverenkli sıçan ) :
Tanımı: Vücut 20-26 cm., kuyruk 22 cm., ağırlıkları 500 gr. kadardır. Sırt rengi açıktan koyu kahverengine kadar değişir.Karın rengi beyazımsı açık gridir.
Yaşayışı ve Beslenmesi:Tüm yıl boyunca ,yılda 7 kez her seferinde 1-11 yavru doğururlar. Eşeysel kızgınlıkları 6 saat sürer, bu sırada değişik erkeklerle 200-500 kez çiftleşirler. Yavrular 22 gün sonra anneden ayrılarak bağımsız yaşamaya başlarlar. Besin az olunca aynı yuvada üç nesil bir arada bulunabilir. Kolonideki bireyler birbirlerini kokularından tanırlar. Bazen bir kolonide 60 tan fazla birey bulunur. Eğer anne herhangi bir nedenle ölürse, diğer bir anne yavruların bakımını üstlenir. Toprakta galeriler açarlar, burada uyuma, besin depolama ve düşmanlarından korunma odaları bulunur.Binaların bodrum katlarında, kanalizasyon kanallarında, yer altı boşluklarında, ahır ve benzeri yerlerde de bulunurlar. Omnivor olan bu hayvanlara, besin bulabildikleri her türlü ortam ve koşulda yaşayabilirler.
Geceleri besin aramak için 3 km yol kat edebilirler. Eğer yedikleri besin, su bakımından fakirse sık sık su içerler. Rahatlıkla suya dalıp, yüzebilir ve balık avlaya bilirler.Bitkisel besinleri genellikle depo ederler, leş de yerler, bebeklere ve kendini koruyamayacak şekilde güçsüz olan yaşlılara bile saldırdıkları saptanmıştır. Kuduz, tifus, tirişin, tularemia, ve daha birçok hastalığı insanlara bulaştırırlar. Özellikle taşıdıkları kara veba hastalığından 1342-1357 yılları arasında Avrupa nüfusunun %25 i, 1892-1918 yıllarında ise Hindistan da 11 milyon insan ölmüştür. Bu hayvanlarda görülen ilginç davranışlardan biriside tehlike karşısında kuyrukları ile bir birlerine düğümlenmeleridir. Daha çok yeni yavrularda görülen bu tip düğümlere” Yaşayan gordion düğümü” denir.
Kemiricilerle Mücadele
Kemirici Sürveyi: Ev, ambar ve depolarda başarılı bir mücadele yapılabilmesi için zararlı yoğunluğunun önceden tahmin edilmesi gerekmektedir. Bunun için mücadele yapılacak ambarda genel bir sürvey düzenlenir. Böylece;
Mevcut tür veya türlerin saptanması,
Yaşama, beslenme ve gezinme yerlerinin belirlenmesi,
Yoğunluk tahmini gibi hususlar araştırılır.
Pislikler :
Ev sıçanı
Uçları küt, dağınık halde ,1 cm uzunluk. 0.5 cm. genişlik
Göçmen sıçan
Uçları sivri, gruplar halinde 1 cm uzunluk. 0.5 cm. genişlik
Ev faresi
Uçları sivri , dağınık halde 0,4 mm
Ayak ve kuyruk izleri :
Sıçan ve fareler tarafından zeminde bırakılan izler birbirinden farklıdır. Ev sıçanı ve Göçmen sıçan yürürken vücutlarını yerden daha yüksekte tutarlar, sadece kuyruklarının ucu yere temas eder.
Ev farelerinin vücudu genellikle yere sürünür. Bu nedenle zeminine serilecek beyaz bir gözlem tozu üzerinde bu izleri görmek ve hangi türün olduğunu anlamak mümkündür. Sıçanların ön pençelerinde 4, arka pençelerinde 5 adet parmak izi karakteristiktir.
Ayrıca ambarlardaki yağlı kalıntılar, delikler, kemirilmiş ve zarar görmüş malzemelerden fare ve sıçan populasyonunu tahmin etmek mümkün olabilmektedir.
KEMİRGENLERİN BESLENME VE YUVALANMA YERLERİNİN TESPİTİ1. Özellikle fareler çok belirsiz bir iz bıraktıkları için genelde gözden kaçan her yer kontrol edilmelidir. Örneğin bina içinde tavan ve çatı araları, pervaz araları, duvarlardaki delikler, yağmur suyu boruları vb.
2. Bina dışında ise toprak yığınları,çöp kovalarının civarı,saman yığınları,su kanalı vb. Kemirgenler, son derece kurnaz yaratıklardır.
3. Geçişlerini önlemek için alınacak birçok önleme karşı, bina içine giriş için yeni yollar keşfederler.
4. Su borularından tırmanırlar; cambaz örneği, iki duvar arasındaki bir ip üzerinde yürüyebilirler. Bu yolları keşfedebilmek için, özellikle sıçanların bıraktığı (derilerinden çıkan) yağlı izleri tespit etmek gerekir.
Unutmamamız gereken bir husus da kemirgenlerin yiyecek kadar, suya da ihtiyaçları olduğudur. Bu nedenle su kaynaklarının civarı da çok iyi kontrol edilmelidir.
Tüm bu uğraşı sonunda tespit edilen yuvalar kesinlikle bozulmamalıdır. Çünkü hemen yakın bir yerde tekrar yuvalanma sonunda izlerini kaybettireceklerdir
2.Kültürel mücadele
Ambar fare ve sıçanlarına ait deliklerin camlı ve kömür tozlu harç ile sıvanarak kapatılması
Besin ve su kaynaklarının fare ve sıçanların yaralanamayacakları hale getirilmesi,
Havalandırma boşlukları, yere yakın pencereler, lağım ve su borularının ağzı kafes tel ile kapatılması
3.Fiziksel mücadele:
a.Kapanla yakalama: Az miktarda zararlı yoğunluğu varsa, birkaç gün süre ile çok sayıda kapan kurularak mücadele yapılabilir. Kapanların fare geçiş yollarına ve duvarlara yakın konulması gerekmektedir.
b.Yapıştırıcı kullanma : Yapıştırıcı, bir sunta üzerine çember şeklinde sürülmekte ve orta kısma cezbedici besin maddesi yerleştirilmektedir. Ancak bu yöntemde, yapıştırıcıya yakalanmış bireylerin kurtulmak için çektikleri acıdan dolayı çığlık şeklinde ses çıkarmaları, diğer bireylere tehlikeyi uyarmaktadır.
c.Ultrasonik ses dalgaları ile kaçırma:
Son yıllarda ultrasonik dalga yayınlayan elektronik aletler, ev ve depolardaki kemirgenlere karşı kullanılmaktadır. Alet tarafından belirli periyotlarla üretilen ses üstü titreşimler, fare ve sıçanları o bölgeden kaçmasına neden olmaktadır. Ancak Türkiye de bu tip aletlerin ruhsatı bulunmamaktadır. Bu aletlerin hangilerinin etkili veya ne kadar etkili olduğuna dair denemeleri yapılmamıştır ve bu aletlerin bir çoğu ruhsatsız olarak satılmaktadır.
4. Kimyasal mücadele:
Ambar fare ve sıçanlarının kimyasal savaşında çinko fosfür ve antikoagulant etkili rodentisitlerle hazırlanan zehirli yemler kullanılmaktadır. Gerek çinko fosfürlü ve gerekse antikoagulant etkili zehirli yemler kullanılırken kesinlikle yem istasyonlarında uygulanmalı ve açıkta zehirli yem bırakılmamalıdır. Her yemleme kutusuna populasyona bağlı olmakla birlikte 100 gr zehirli yem konulmalıdır. Eğer içindeki yem tamamen yenilmiş ise iki kat yem konulmalı, eksilenler tamamlanmalı, kirlenenler yenilenmelidir.
Fumigasyon:
Hububat ve bakliyat ambarlarındaki zararlı fare ve sıçanlara karşı 1 m³ ‘e 1 tablet (3gr) Aliminyum phosphide %56-57 kullanılabilir. Fındık ve Ayçiçeği depolarında ise bakiye analizleri yapıldıktan sonra kullanılması daha uygun olacaktır.
YEM KONULACAK YERLERİN BELİRLENMESİ
a-SIÇANLAR
Yem seçiminde oldukça muhafazakarlardır. Verilen pellet veya mum blokları yemeğe başladıktan sonra buna devam edeceklerdir. Önemli olan sürekli yemlendikleri mahal ile, yuvalandıkları yer arasına bu yemleri yerleştirebilmektir.
b-FARELER
Çok araştırıcı ve değişik yem çeşidi arayan bir türdür. Sıçanlardan daha küçük bir alanda hareket ederler. Dolayısıyla daha az miktarda pellet veya mum blok konmuş; fakat daha çok yem istasyonu kurmak gereklidir.
YEMLERİN YERLEŞTİRİLMESİ
a-Yem konan yerler, kemirgenler yemlenirken, gürültüden rahatsız olmayacakları bir konumda bulunmalıdır.
b-Yemler hava şartlarından etkilenmeyecek şekilde yerleştirilmelidir. Kemirgenlere karşı kullanılacak ilaçların, bağışıklık kazanmamaları amacıyla zaman zaman değiştirilmesinde fayda vardır
İnsanların yaşadıkları hemen her yerde bulunur ve onların besinlerine ortak olurlar. Yediği besinlerin yanında en az on katı kadarını kirletir. Hastalık taşıyıcıdırlar. Kemiricilerin bulaştırdığı hastalıkların en korkuncu koyu renk kabarcıkla deride beliren ve siyah ölüm denilen veba hastalığıdır. İnsanlara veba hastalığı sıçan piresi tarafından kemiricilerden taşınmaktadır. Kemiriciler gıda maddelerini kıl, dışkı ve idrarları ile kirleterek kullanılamaz hale getirirler. Kemiriciler ekili ve depolanmış ürünleri, kumaş ve inşaat malzemelerini tahrip ederler. Ayrıca elektrik, telefon, bilgisayar kablolarını, tahrip ederler.
Mus musculus L. ( Ev faresi),
Mus musculus musculus L.(Doğu faresi)
Rattus rattus L. (Siyah sıçan veya Ev sıçanı)
Rattus norvegicus B. (Göçmen fare veya Kahverenkli sıçan ) yaygın ve önemli zararlara neden olan türlerdir.
Mus musculus L. ( Ev faresi) :Tanımı: Baş + gövde 6-9,5 cm, kuyrukları 6-11 cm., ağırlıkları 12-30 gr. kadardır. Renkleri açık kahverengiden siyaha kadar değişir. Mus musculus musculus ta kuyruk, baş+ gövdeden daha kısadır.
Mus musculus musculus L.(Doğu faresi)Yaşayışı ve Beslenmesi: Yılda 5-10 defa, 6-13 yavru doğururlar. Yavrular 30-40 günlük oldukları zaman çiftleşip yavru yapma yeteneğine kavuşurlar.Özellikle tahılları çok severler, yağlı tohumlar, et ve ürünleri, kağıt, çuval ve kitapları kemirirler Geceleri işlektirler, evlerde yaşayanların yaşam alanları bazen birkaç metre kareyi geçmez. Besinleri depo etmezler. Çok iyi koşar, tırmanır, sıçrar ve yüzebilirler. Koku alma ve işitme duyuları çok iyi gelişmiştir.
Eğer populasyon aşırı derecede artarsa bir çeşit doğum kontrolü ortaya çıkar. İnsanların besinlerine aşırı ölçüde zarar verirler; ayrıca tifus, tulerami hıyarcıklı, veba gibi hastalıkların etmenlerini, besin zehirlenmelerine neden olan salmonellayı ve diğer bir çok bakteri çeşidini taşırlar.
Rattus rattus L. (Siyah sıçan veya Ev sıçanı) : Tanımı: Vücut 17-23 cm., kuyruk 20-25 cm., ağırlıkları 300 gr kadardır. Sırt rengi koyu kahverengiden siyaha kadar, karın rengi kirli beyazdan koyu griye kadar değişir.
Yaşayışı ve Beslenmesi:
Tüm yıl boyunca yılda 3-6 defa, 6-13 yavru doğururlar, gebelik süreleri 21-26 gündür. Doğan yavrular 2-3 ay sonra erginliğe ulaşır ve 5 yıl kadar yaşayabilirler. Evlerde kahverenkli sıçanla birlikte bulunabilirler. Bu sırada kahverenkli sıçan bodrum katlarda(çünkü nemli yerleri daha çok severler), siyah sıçan ise üst katlarda yaşar (kuru yerleri sever). Nocturnaldirler (Gece faaliyet gösterirler). Bitkisel besinleri tercih ederler. Hayvansal besinleri yalnız gerektiğinde yerler. İnsanların besinlerine en çok zarar veren hayvanlardır. Taşıdıkları pireler, idrarlar ve tozlarıyla da insanlara çeşitli hastalıkları taşırlar.
Rattus norvegicus B. (Göçmen sıçan veya Kahverenkli sıçan ) :
Tanımı: Vücut 20-26 cm., kuyruk 22 cm., ağırlıkları 500 gr. kadardır. Sırt rengi açıktan koyu kahverengine kadar değişir.Karın rengi beyazımsı açık gridir.
Yaşayışı ve Beslenmesi:Tüm yıl boyunca ,yılda 7 kez her seferinde 1-11 yavru doğururlar. Eşeysel kızgınlıkları 6 saat sürer, bu sırada değişik erkeklerle 200-500 kez çiftleşirler. Yavrular 22 gün sonra anneden ayrılarak bağımsız yaşamaya başlarlar. Besin az olunca aynı yuvada üç nesil bir arada bulunabilir. Kolonideki bireyler birbirlerini kokularından tanırlar. Bazen bir kolonide 60 tan fazla birey bulunur. Eğer anne herhangi bir nedenle ölürse, diğer bir anne yavruların bakımını üstlenir. Toprakta galeriler açarlar, burada uyuma, besin depolama ve düşmanlarından korunma odaları bulunur.Binaların bodrum katlarında, kanalizasyon kanallarında, yer altı boşluklarında, ahır ve benzeri yerlerde de bulunurlar. Omnivor olan bu hayvanlara, besin bulabildikleri her türlü ortam ve koşulda yaşayabilirler.
Geceleri besin aramak için 3 km yol kat edebilirler. Eğer yedikleri besin, su bakımından fakirse sık sık su içerler. Rahatlıkla suya dalıp, yüzebilir ve balık avlaya bilirler.Bitkisel besinleri genellikle depo ederler, leş de yerler, bebeklere ve kendini koruyamayacak şekilde güçsüz olan yaşlılara bile saldırdıkları saptanmıştır. Kuduz, tifus, tirişin, tularemia, ve daha birçok hastalığı insanlara bulaştırırlar. Özellikle taşıdıkları kara veba hastalığından 1342-1357 yılları arasında Avrupa nüfusunun %25 i, 1892-1918 yıllarında ise Hindistan da 11 milyon insan ölmüştür. Bu hayvanlarda görülen ilginç davranışlardan biriside tehlike karşısında kuyrukları ile bir birlerine düğümlenmeleridir. Daha çok yeni yavrularda görülen bu tip düğümlere” Yaşayan gordion düğümü” denir.
Kemiricilerle Mücadele
Kemirici Sürveyi: Ev, ambar ve depolarda başarılı bir mücadele yapılabilmesi için zararlı yoğunluğunun önceden tahmin edilmesi gerekmektedir. Bunun için mücadele yapılacak ambarda genel bir sürvey düzenlenir. Böylece;
Mevcut tür veya türlerin saptanması,
Yaşama, beslenme ve gezinme yerlerinin belirlenmesi,
Yoğunluk tahmini gibi hususlar araştırılır.
Pislikler :
Ev sıçanı
Uçları küt, dağınık halde ,1 cm uzunluk. 0.5 cm. genişlik
Göçmen sıçan
Uçları sivri, gruplar halinde 1 cm uzunluk. 0.5 cm. genişlik
Ev faresi
Uçları sivri , dağınık halde 0,4 mm
Ayak ve kuyruk izleri :
Sıçan ve fareler tarafından zeminde bırakılan izler birbirinden farklıdır. Ev sıçanı ve Göçmen sıçan yürürken vücutlarını yerden daha yüksekte tutarlar, sadece kuyruklarının ucu yere temas eder.
Ev farelerinin vücudu genellikle yere sürünür. Bu nedenle zeminine serilecek beyaz bir gözlem tozu üzerinde bu izleri görmek ve hangi türün olduğunu anlamak mümkündür. Sıçanların ön pençelerinde 4, arka pençelerinde 5 adet parmak izi karakteristiktir.
Ayrıca ambarlardaki yağlı kalıntılar, delikler, kemirilmiş ve zarar görmüş malzemelerden fare ve sıçan populasyonunu tahmin etmek mümkün olabilmektedir.
KEMİRGENLERİN BESLENME VE YUVALANMA YERLERİNİN TESPİTİ1. Özellikle fareler çok belirsiz bir iz bıraktıkları için genelde gözden kaçan her yer kontrol edilmelidir. Örneğin bina içinde tavan ve çatı araları, pervaz araları, duvarlardaki delikler, yağmur suyu boruları vb.
2. Bina dışında ise toprak yığınları,çöp kovalarının civarı,saman yığınları,su kanalı vb. Kemirgenler, son derece kurnaz yaratıklardır.
3. Geçişlerini önlemek için alınacak birçok önleme karşı, bina içine giriş için yeni yollar keşfederler.
4. Su borularından tırmanırlar; cambaz örneği, iki duvar arasındaki bir ip üzerinde yürüyebilirler. Bu yolları keşfedebilmek için, özellikle sıçanların bıraktığı (derilerinden çıkan) yağlı izleri tespit etmek gerekir.
Unutmamamız gereken bir husus da kemirgenlerin yiyecek kadar, suya da ihtiyaçları olduğudur. Bu nedenle su kaynaklarının civarı da çok iyi kontrol edilmelidir.
Tüm bu uğraşı sonunda tespit edilen yuvalar kesinlikle bozulmamalıdır. Çünkü hemen yakın bir yerde tekrar yuvalanma sonunda izlerini kaybettireceklerdir
2.Kültürel mücadele
Ambar fare ve sıçanlarına ait deliklerin camlı ve kömür tozlu harç ile sıvanarak kapatılması
Besin ve su kaynaklarının fare ve sıçanların yaralanamayacakları hale getirilmesi,
Havalandırma boşlukları, yere yakın pencereler, lağım ve su borularının ağzı kafes tel ile kapatılması
3.Fiziksel mücadele:
a.Kapanla yakalama: Az miktarda zararlı yoğunluğu varsa, birkaç gün süre ile çok sayıda kapan kurularak mücadele yapılabilir. Kapanların fare geçiş yollarına ve duvarlara yakın konulması gerekmektedir.
b.Yapıştırıcı kullanma : Yapıştırıcı, bir sunta üzerine çember şeklinde sürülmekte ve orta kısma cezbedici besin maddesi yerleştirilmektedir. Ancak bu yöntemde, yapıştırıcıya yakalanmış bireylerin kurtulmak için çektikleri acıdan dolayı çığlık şeklinde ses çıkarmaları, diğer bireylere tehlikeyi uyarmaktadır.
c.Ultrasonik ses dalgaları ile kaçırma:
Son yıllarda ultrasonik dalga yayınlayan elektronik aletler, ev ve depolardaki kemirgenlere karşı kullanılmaktadır. Alet tarafından belirli periyotlarla üretilen ses üstü titreşimler, fare ve sıçanları o bölgeden kaçmasına neden olmaktadır. Ancak Türkiye de bu tip aletlerin ruhsatı bulunmamaktadır. Bu aletlerin hangilerinin etkili veya ne kadar etkili olduğuna dair denemeleri yapılmamıştır ve bu aletlerin bir çoğu ruhsatsız olarak satılmaktadır.
4. Kimyasal mücadele:
Ambar fare ve sıçanlarının kimyasal savaşında çinko fosfür ve antikoagulant etkili rodentisitlerle hazırlanan zehirli yemler kullanılmaktadır. Gerek çinko fosfürlü ve gerekse antikoagulant etkili zehirli yemler kullanılırken kesinlikle yem istasyonlarında uygulanmalı ve açıkta zehirli yem bırakılmamalıdır. Her yemleme kutusuna populasyona bağlı olmakla birlikte 100 gr zehirli yem konulmalıdır. Eğer içindeki yem tamamen yenilmiş ise iki kat yem konulmalı, eksilenler tamamlanmalı, kirlenenler yenilenmelidir.
Fumigasyon:
Hububat ve bakliyat ambarlarındaki zararlı fare ve sıçanlara karşı 1 m³ ‘e 1 tablet (3gr) Aliminyum phosphide %56-57 kullanılabilir. Fındık ve Ayçiçeği depolarında ise bakiye analizleri yapıldıktan sonra kullanılması daha uygun olacaktır.
YEM KONULACAK YERLERİN BELİRLENMESİ
a-SIÇANLAR
Yem seçiminde oldukça muhafazakarlardır. Verilen pellet veya mum blokları yemeğe başladıktan sonra buna devam edeceklerdir. Önemli olan sürekli yemlendikleri mahal ile, yuvalandıkları yer arasına bu yemleri yerleştirebilmektir.
b-FARELER
Çok araştırıcı ve değişik yem çeşidi arayan bir türdür. Sıçanlardan daha küçük bir alanda hareket ederler. Dolayısıyla daha az miktarda pellet veya mum blok konmuş; fakat daha çok yem istasyonu kurmak gereklidir.
YEMLERİN YERLEŞTİRİLMESİ
a-Yem konan yerler, kemirgenler yemlenirken, gürültüden rahatsız olmayacakları bir konumda bulunmalıdır.
b-Yemler hava şartlarından etkilenmeyecek şekilde yerleştirilmelidir. Kemirgenlere karşı kullanılacak ilaçların, bağışıklık kazanmamaları amacıyla zaman zaman değiştirilmesinde fayda vardır
Etiketler:
fare mücadele,
fare mücadelesi,
fareler ile mücadele
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)